"Haydi bul bir yalan daha!.."

A -
A +

Apartmandan yeni çıkmış, sokakta birkaç adım atmıştım. Az ileride gözüme bir altın yüzük çarptı. Sağıma soluma baktım. Kimse yoktu... Bir an bocaladım. Sonra tedirgin halde eğilip aldım. Hırsızlık yapıyormuş gibi ürpermiştim. Halamın kızı geldi aklıma. Yıllar önce o da böyle bir alyans bulmuş. Annesine götürmüş. Annesi de hayır işlerine koşuşturuyor diye alyansı o komşusuna vermiş. "Belki satar da parasıyla hayır yapar" diye. Birkaç ay sonra halamın kızı o alyansı, o kadının kızının parmağında görünce içinden bir şeyler kopup gelmiş. Çok da üzülmüş. Yüzüğü çantama koydum. Ben öyle yapmayacaktım. O an için paraya çok da ihtiyacım vardı. Çarşıya indiğimde bir kuyumcudan içeri girdim. Tedirginliğimi gizlemeye çalışsam da panik halim her tarafımdan akıyordu. Hiçbir şey demeden alyansı çantamdan çıkarıp tezgahın üzerine bıraktım. -Satacak mısınız, dedi kuyumcu. Başımla "evet" işareti yaptım. Adam aldı, sağına soluna baktı. Çekmeceye koyup kasadan bir miktar para çıkardı. Saydı ve elime tutuşturdu. Ne kadar verdiğini, ne kadar tuttuğunu soracak halim yoktu. Parayı alırken düşüp bayılmamak için kendimi zor tutuyordum. Oradan nasıl ayrıldığımı, kendimi kaybettirircesine insanların arasına dalışımı bir görmeliydiniz. Kursa gittiğimde geciken taksiti ödedim. Rahatladım. Ama bu olaydan kimseye bahsetmeyecektim. Aileme bile... Ama saklamaya çalıştıkça başka saklamam gerekenler ortaya çıkıyordu. Eve gelmiştim. Mutfakta akşama yemek hazırlığındaydık. Annem geciken o ödemeyi yaptığımı bilmiyordu. Haliyle yarına o parayı tedarik etmenin telaşındaydı. Akşama babamın paralı gelmesi için dua ediyordu. O anda ağzımdan çıktı: -Ben bugün o taksiti ödedim. Sevinmesi gereken annem şaşırmıştı: -Ne? Ödedin mi? Kız nerden buldun parayı? Hay Allah? Hemen bir başka yalana sarıldım: -Şey, arkadaştan aldım... -Hangi arkadaş kız? Sen bugün kursta değil miydin? Haydi bul bir yalan daha: -Ya şey anne? Öğleyin işte... Şey... Sandviç almaya giderken yolda karşılaştım. -Hangi arkadaşın bu? -Sen tanımazsın. Eee... Uzaktan bir arkadaş. Güya annem araştıramasın diyordum. Ama annemin sorusu daha da bunalttı beni: -Kızım uzaktan bir arkadaştan görüşür görüşmez taksit parası mı istenir? O da senin paranı vermeye mi gelmiş? Saçmalama da söyle, ne oldu bugün?!. -Ya bir şey olmadı... Tamam üzerime gelme! Bu, aslında "Bir şey oldu" demekti... Odama girip kapıyı kapattım ama kafam allak bullaktı... Annem de ardımdan geldi. Nefsim ağır basıyor, hâlâ işin doğrusunu anlatamıyordum. Bir kere saklamaya çalışmıştım ya... Sakladım işte kendimce... Ama annemin sözleri enteresandı: -Bu işin kokusu tez çıkar. Sonu kötü olmaz, inşallah... İnanmamıştı... Zaten inandıramadığımın da farkındaydım. Zaman içinde unutulmasını bekleyecektim. İki gün sonra kapımızda polisleri görünce annem "tamam!" dedi. "Bu o taksit parası..." Ben şaşkın?... Polisler beni alıp o kuyumcuya götürdüler. Kuyumcu beni tanıdı. "Bu" dedi. Kamera zaten kayıttaymış. Ver elini karakol... Meğer benim bulduğum yüzüğün sahibi kadıncağız, evine giren hırsız tarafından öldürülmüş. Bilezikleri falan alınmış. Demek ki bunu yolda düşürmüş. Adamı yakalamışlar. Yüzükteki isimden yola çıkarak benim de cinayetle alakam olup olmadığını araştırıyorlarmış. İfadem inandırıcı geldi serbest kaldım ama halen gerektiğinde mahkemeye çağrılma durumundayım. Ailem çok üzgün. Ben onlardan üzgün... Hani "Yolda altın görsem almam" derler ya. Aynen öyleyim. Rumuz: "Bir daha mı tövbe"-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.