Her şey akılla çözülmüyor ki!..

A -
A +

Tür­ki­ye Ço­cuk Der­gi­si'nde ça­lış­tı­ğım yıl­lar­dı. Te­le­viz­yo­na bir ço­cuk prog­ra­mı çe­ki­mi için stüd­yo­day­dık. Bu gi­bi du­rum­lar­da "mo­tor" de­nil­di­ği za­man her şe­yin ha­zır ol­ma­sı ge­re­ki­yor­du. Gö­rev­li bir ar­ka­daş ra­hat­sız­la­nıp ge­le­me­yin­ce, ek­sik mal­ze­me­yi çe­kim ara­ba­sıy­la te­min edip gel­mek bi­ze düş­müş­tü. Çe­kim de­mek stres, he­ye­can, za­man­la ya­rış de­mek­ti. Dö­nü­şe geç­ti­ği­miz­de saa­te bak­tım. Ya­rım sa­at­lik bir ge­cik­mey­le de ol­sa çe­ki­me baş­la­ya­cak­tık. Ta­bi­i bu bi­zim he­sap­la­ma­mız­dı. Bir de he­sap­ta ol­ma­yan var­dı!.. Stüd­yo­ya çı­kan yo­ku­şun or­ta­la­rın­day­dık. Sağ­lı sol­lu araç­la­rın park et­ti­ği dik yo­kuş­ta tra­fik tek yön­lü iş­li­yor­du. Et­raf­ta ye­ni in­şa­at­lar ya­pıl­mak­ta ol­du­ğun­dan in­şa­at kam­yon­la­rı yo­lu hay­li iş­gal et­miş du­rum­day­dı. Ya­ni yol, hem olan­ca dik­li­ğiy­le bir yo­kuş hem tra­fik olan­ca yo­ğun­lu­ğuy­la sı­kı­şık du­rum­day­dı. Bu yo­ku­şa vu­ran ara­cın, yo­kuş bi­te­ne ka­dar önün­de­ki ara­cı sol­la­ma­sı di­ye bir du­rum söz ko­nu­su de­ğil­di. Za­ten ar­ka­sın­da da araç var­dı. Tra­fi­ğin hı­zı, yo­ku­şa tır­ma­nan en ön­de­ki ara­cın hı­zı ka­dar­dı. Pe­ki, bi­zim önü­müz­de han­gi araç var­dı? Rö­mor­ku in­şa­at de­mi­ri yük­lü ko­ca­man bir trak­tör... Tar­la­da çift­çi­lik yap­mak üze­re ta­sar­lan­mış bir ara­cın in­şa­ata mal­ze­me­si ta­şı­ma­sın­da­ki çar­pık­lı­ğı dü­şü­ne­cek hal­de de­ğil­dim. Bir an ön­ce stüd­yo­ya ye­tiş­me­yi dü­şü­nü­yor­dum. Ar­ka­mız­da Kon­go ti­pi bir araç­ta ise ye­di se­kiz ki­şi­lik bir ai­le­nin var ol­du­ğu­nu son­ra­dan öğ­re­ni­yo­ruz. Önü­müz­de­ki trak­tör yo­ku­şu çık­mak için na­sıl zor­la­nı­yor an­la­ta­mam? Bu rö­mor­ka bu ka­dar de­mi­ri han­gi ni­zam­sız in­ti­zam­sız akıl yük­le­miş onu da an­la­mak müm­kün de­ğil? Bu trak­tör bu yo­ku­şu bu hal­de çı­kar mı o da bel­li de­ğil... Trak­tö­rün inim inim in­le­ye­rek, kağ­nı mi­sa­li tır­ma­nı­şı, ar­ka­sın­da Pa­nel­van mi­ni­büs için­de şo­för ve be­nim sa­bır­sız bir bi­çim­de ta­ki­bi­miz bir­kaç da­ki­ka de­vam et­ti... Stüd­yo­ya çok yak­laş­tık. Yüz met­re ya var ya yok. Trak­tö­rün ne­re­dey­se ol­ma­yan hı­zı ka­dar iler­le­mek­te­yiz. Der­ken sa­ni­ye­ler için­de bir şey ol­du... Trak­tö­rün rö­mor­ku kan­ca­dan kur­tul­muş, üze­ri­mi­ze doğ­ru kay­ma­ya baş­la­mış­tı. Ön ta­ra­fı as­fal­ta dü­şen trak­tör rö­mor­ku­nun ar­ka kıs­mı ha­liy­le yu­ka­rı kal­kın­ca, bi­rer ok ha­li­ne dö­nüş­müş yüz­ler­ce de­mir çu­buk, biz de dâ­hil mi­ni­bü­sün ön kıs­mı­nı kal­bu­ra çe­vi­re­cek şe­kil­de üze­ri­mi­ze pıt­rak gi­bi ge­li­yor­du. Her şey bir­kaç sa­ni­ye için­de ol­du­bit­ti... O an ta­rif edi­le­mi­yor. Ne­sin, kim­sin ne­re­de­sin, ne hal­de­sin? Hep­si uçu­yor bey­nin­den. Bir rü­ya mo­du­na gi­ri­yor­su­nuz. Ba­ğır­ma­lar, ça­ğır­ma­lar, ko­şuş­tur­ma­lar, çe­ki­me gel­miş ka­me­ra­lar. Bir­kaç da­ki­ka son­ra ken­di­me gel­di­ğim­de bir "ka­za" ol­du­ğu­nu id­rak et­tim. Son­ra bir bak­tım, mi­ni­büs­te­yiz. Her ta­ra­fım de­mir kor­ku­luk­lar­la çev­ri­li gi­bi. Şo­för­le be­nim aram­da­ki boş­luk da de­mir çu­buk do­lu. Araç­tan bi­zi na­sıl çı­kar­dık­la­rı­nı tam ha­tır­la­mı­yo­rum ama aşa­ğı in­di­ği­miz­de bi­ze bir şey ol­ma­dı­ğı­nı, "Ya­şı­yor­lar, iki­si de kur­tul­du" di­ye ya­pı­lan ko­nuş­ma­lar­dan an­lı­yor­dum. Pe­ki, ni­ye ağ­la­yan­lar var­dı? Ar­ka­mız­da­ki araç­ta bu­lu­nan ai­ley­miş. "Ya rö­mor­kun ar­ka­sın­da biz ol­say­dık ha­li­miz ne olur­du?" di­ye ağ­lı­yor­lar­mış. Ne­den son­ra bey­nim­de her şey ye­ri­ne otur­ma­ya baş­la­dı. İçin­den na­sıl çık­tı­ğı­mı­za hâ­lâ şaş­tı­ğım mi­ni­bü­se şöy­le dı­şa­rı­dan bak­tım. İna­nıl­ma­sı ve akıl­la çö­zül­me­si müm­kün ol­ma­yan bir du­rum­du. Mi­ni­bü­sün ön kıs­mı­nı mo­to­ra va­ra­na dek âde­ta kal­bu­ra çe­vi­ren de­mir çu­buk­lar, cam­lar­dan içe­ri sap­la­nır­ken sa­de­ce be­de­ni­mi­ze isa­bet ede­cek kı­sım­lar­da alü­min­yum tel gi­bi ca­ma de­ğer değ­mez bü­kül­me ol­muş­tu. Pe­ki, bu de­mir çu­buk­la­rın ba­şı­mı­za gö­zü­mü­ze, be­de­ni­mi­ze isa­bet ede­cek kı­sım­lar­da böy­le alü­min­yum gi­bi bü­kül­me­si kim ta­ra­fın­dan, na­sıl ney­le izah edi­le­cek­ti? "Geç­miş ol­sun ve­ril­miş sa­da­ka­nız var­mış!" di­yen­le­re "sağ olun" ce­va­bı­nı ve­rir­ken "Bü­yük­le­rin be­re­ke­ti" inan­cı­nı nef­si­miz­de biz­zat his­set­me­nin duy­gu­suy­la gün­ler­ce ser­mest do­laş­tım... Araç mı? Hur­da­ya ve­ril­di. Çün­kü kul­la­nı­la­maz hal­dey­di. A. Er­tuğ­rul-İs­tan­bul Ya­zış­ma ad­re­si: Tür­ki­ye Ga­ze­te­si İh­las Med­ya Pla­za 29 Ekim Cad­de­si, 34197 Ye­ni­bos­na/İs­tan­bul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.