Ortağım makinelerin bir kısmını, ardından iki gün sonra da üzerine kayıtlı telefonu söküp alınca çaresiz kalakalmıştım. 12 işçinin bir hafta sonra maaşı verilecekti. İş yeri kirası elektrik su vb. ayrı... Elde avuçta yok. Telefona müracaat etsen bile bağlanması on gün sürüyordu. Son çare yandaki komşu trikotajcıya gittim. Durumu anlattım. Çok üzüldü. Dedim ki: -Senin telefona bir kablo uzatayım. Beraber kullanalım. On gün sonra benim telefonum açılır. Bu bir aylık faturanı öderim. Komşu trikotajcı kabul etti. Hemen yeni bir telefon makinesi ile 20 metre telefon kablosu aldım. Merdivenle yukarı çıkıp hatta ulaştım. O ara komşum gelerek ne dese beğenirsiniz? -Orhan Bey kusura bakma yengen ile konuştuk. O razı gelmedi. Öyle deyince elimde kablo merdivenin tepesinde dünyam karardı. Ter bastı. Kalbim burkuldu. Gözlerim yaş doldu. Çünkü her şeyin bittiği bir andı. Aslında geçmişte kendilerine iyiliklerim olmuştu. Bu çaresizlik ve tükenmişlik ile tam kabloyu yere atıp merdivenden inecektim ki bizim ortak Kadir Beyin söktüğü telefon kablosunun bağlantı noktası gözüme çarptı. "Nasıl olsa hat alacağım" duygusuyla kabloyu oraya bağladım. Merdivenden inip iş yerine adım attığım an telefon çaldı. Karşımdaki ses Can Tekstil sahibi Kadriye Hanımdı. Diyordu ki: -Orhan Bey elimizde 7 bin adet likralı bayan streç pantolon dikilmek üzere hazır. İsterseniz buyurun gelin. Gelmez miyim? Kalbim yerinden fırlayacak gibi heyecanlandım. Yüce Allah'ım sen ne büyüksün. Ortağımın ismi Kadir idi. Kadir kıymet bilmedi. Fakat fason işveren firma sahibi Kadriye Hanımda. Allah ondan razı olsun. Telefon konuşmamız bitti. Ardından da telefon hattı kapandı. Çok enteresandı. Kablonun görüşmeye kapatılmasından birkaç dakika önce böyle bir iş almak nasip olmuştu. Hemen kamyonete atlayıp İstanbul Bağcılar'daki o firmaya gittim. Malları aldım. Elemanlarımın gayreti ile bir haftada diktim. İşlemler tamamlandı. Mal teslimatı yaptım. Muhasebeden ödemeyi aldım. Son derece duygulu bir şekilde Kadriye Hanımın yanına gittim. Ruh halimdeki değişikliğin farkına varınca dedi ki: -Hayrola Orhan Bey, bu ne hâl? Ben de bir hafta içinde yaşadığım gelişen olayları anlatırken duygularıma hakim olamayıp ağladım. Ben ağlayınca yaşadıklarıma duygulandı ve o da ağladı. Şükürler olsun aldığım parayla biriken borçlar, personelin maaşı, kira yeni telefon vb. her şey olmak üzere ödemeleri yaparak rahatladım. Vaki olanda hayır varmış... Orhan Kavalcı-Kırklareli > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00