Hiçbir şey değişmedi...

A -
A +
 “Daha sonra ne oldu, ekmekler dilimlendi mi? Maalesef eski tas eski hamam devam etti...”
 
 
Kişiye özel uygulamanın nasıl hiç değişmeden sürdürülebildiğine şahit olduğum öğretmenlik hatırama dün kaldığım yerden devam ediyorum...
“Ekmek israfı olmasın” diye öğrencilere dilimleyerek ekmek verme önerimi okul müdürü kabul etmemiş, öğretmenler de sessiz kalmıştı.
Günler haftaları kovaladı, haftalar ayları. Ders yılı sonu geliverdi... Karneler verildi. Çoğu yaz tatiline çıktı öğrencilerin. O yıllarda son sınıf öğrencilerinin bitirme imtihanları vardı. Bir de okulun boyası, badanası için kalan öğrenciler...
İşte böyle bir zamanda beklenmedik bir misafir geldi okula. Kim mi? Söyleyeyim hemen. Öğretmen Okulları Genel Müdürü Selman Erdem Bey... Resmî ziyaretten sonra, hep birlikte öğretmenler kantinine doğru yürüyoruz... Yemekhane binasının önünden geçiyor yolumuz... Birden durdu misafirimiz. İçeride boya yapıldığı için, bahçeye sıralanan yemek masalarına takıldı gözleri. On on beş dakika olmuştu yemek yeneli. Masaların üzerinde boş tabaklar ve artık ekmek parçaları görünüyordu sadece... Genel müdürün dikkatini çekmiş ki sordu kibarca:
-Müdür Bey, ekmeği nasıl veriyorsunuz çocuklara?
Müdür Bey dört eşit parçaya bölerek verildiğini söyleyince “Peki bu artanları ne yapıyorsunuz?” diye ilave etti Selman Bey. Cevap enteresandı:
“Döner sermayemize bağlı bir kümesimiz var. Artan ekmek ve yemekleri tavuklara veriyor israf etmiyoruz efendim.”
Selman Bey, hiç kırmadan soruyor, kırmadan izah ediyordu...
“Size bir ricada bulunayım mı müdür Bey?” dedikten sonra benim öğretmenler kurulunda söylediklerimin aynısını sanki sözleşmiş gibi açıklayıverdi...  Bizim müdür sanki ilk defa duyuyordu bu teklifi... “Çok güzel bir teklif efendim. Bundan sonra öyle yaparız... Emriniz olur efendim” deyiverince yıkıldım inanır mısınız?
Niye mi? Eğer Müdür Bey, bana karşı savunduğu fikrini Selman Bey'e de savunsaydı. “Demek ki fikrinde samimiymiş, doğru bildiği için beni reddetmiş” diyecek ve saygı duyacaktım...
Bu hatıramı öğretmenliğim boyunca isim vermeden anlattığımda öğrencilerim sorardı hep:
“Daha sonra ne oldu öğretmenim? Ekmekler dilimlendi mi?”
Maalesef... Eski tas eski hamam olduğunu söylemek zorunda kalıyordum…
           Hüseyin Erkan-Dilem Yayınevi Gnl. Yayın Müdürü
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.