“Kara haber Erzurum Hasankale ilçesi Tenzile ve Pekecik köyünde oturan aileye ulaşır...”
Rahmetlik babam Hacı İbrahim Ejder “Oğlum bu acı olayları kaleme al, yeni nesillerimize aktar; bu vatan nasıl bize miras kalmış bilip unutmasınlar” derdi.
Sultan Abdülhamid Hanın 1890-1891 yıllarında Doğu Anadolu bölgemizde kurduğu Hamidiye Alaylarının önemini anlatırdı. Hamidiye Alayları Sultan Abdülhamid Han’ın bir dehasıydı.
Ben size Hamidiye Alaylarında rütbeli olarak görev alan İbrahim dedemin acı hikâyesini anlatacağım.
Bulgaristan’ın Osmanlı İmparatorluğundan ayrılıp bir Bulgar devletinin kurulması, yerli Ermenileri cesaretlendirir. Doğu Anadolu bölgesinde bir müstakil Ermeni devleti kurulması için gizli aşikâr çalışmaya başlarlar. Başta İngilizler ve Ruslar bu çetelere ciddi manada silah ve para yardımı yapar. Erzurum’da Ermeni kiliseleri birer silah deposu hâline getirilir. Sultan Abdülhamid Han Müşir Zeki Paşanın desteğiyle Doğu Anadolu’da bulunan Ehl-i sünnet aşiretlere yerli alaylar kurdurur. Mehmet Paşa Van, Malazgirt, Hınıs tarafında ilk alayları kurar ve cepheye çıkartır. Hamidiye Alayları Ruslara göz açtırmaz amansızca çarpışır büyük başarılar elde ederler.
Hasankale (Pasinler) bölgesinde kurulan Hamidiye Alayına anneannemin babası İbrahim de rütbeli olarak katılır. İbrahim yeni evli 6 aylık bir de kızı vardır. Kızının ismini de Hanım koyar. İbrahim, çok sevdiği ve severek evlendiği genç hanımı Sarfinaz’ı ve küçük bebeği Hanım’ı bırakıp Hamidiye Alayına katılır.
Mesele vatansa gözü ne sevdiği hanımı ne de küçük yavrusunu görür. İbrahim’le beraber yakın köyden Süleyman da aynı alaya katılır. İkisi de birbirilerini çok sever canciğer arkadaştırlar. Ah insanın başına ne geleceğini nereden bileceksin?..
Bundan sonrasını anneannem anlatırdı. Anneannem 1990 yılında 95 yaşında vefat etti. Hep beraber yaşadık. Kendisi okumuş bilgili yarım hafızdı. Kilinkarlı Şeyh Abdülkerim Efendinin talebesiydi, bununla iftihar ederdi...
İbrahim ve yakın köyden çok samimi olduğu arkadaşı Süleyman birlikte 40. Hamidiye Alayına rütbeli olarak Kafkas cephesinde katılırlar yıllarca Ruslarla savaşırlar.
Bir gün İbrahim dedemin bulunduğu bölük, Ruslar tarafında pusuya düşürülür ve hepsinin şehit düştüğü haberi alaya gelir. DEVAMI YARIN