“İnsanın hayatı bir roman gibidir. Bazen yazmaya başlarsın, yazdıkça coşar duygular...”
Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünde öğrencilik yaptığım yıllardı... Dersimiz Eğitim Psikolojisi idi... Ders hocası Önder Bey “Benim dersimde herkes konuşacak. Doğru da olsa yanlış da olsa konuşacak. Öğretmen pısırık olmaz! Konuşkan olur” diyerek cam sırasından itibaren öğrencileri konuşturmaya başladı. İlk ders “Eğitim nedir?”
Ben ise derste hiç konuşmamışım. “Eyvah!” dedim “Ne konuşayım ki?” Sınıftakiler de benden aşağı değildi. O yıllarda rüzgârın önündeki gazel yaprağı gibi her birimiz bir ideoloji peşinde savrulup duruyorduk.
Konuşma sırayla devam ederken bir ara kontrol gevşedi 'Oh' dedim sıra kayboldu. “Bana sıra gelmeden olayı kapatacağız. Ama öğretmen yanımdan geçerken “Bir de sen konuş bakalım” deyiverdi. Ben yine duymazdan geldim ama o da beni konuşturmaya karar vermişti. Masasına geçtiğinde tekrar etti: “Evet seni dinliyoruz.” Ben yine üzerime alınmıyorum. Ama gözünü gözüme dikti ve “Evet seni dinliyoruz” dedi.
Baktım vazgeçmeyecek... Ayağa kalktım. O yıllarda kimse öğretmenine saygıda asla kusur etmezdi. Ceketimin önünü düğmeledim. Önümde duran Eğitim Psikolojisi kitabında yazan eğitimin tarifi cümlesini göz ucuyla okudum. Cümle bittiğinde hoca gür bir sesle yerinden fırladı: “Yani eğitim, insanı insan yapmaktır!” dedi. “Çok güzel çok güzel!” Eğitim insanı insan yapmaktır... Bu cümleyi ayakta tahtanın önünde sayıklar gibi biteviye tekrar ediyordu: “Eğitim insanı insan yapmaktır.” Peşinden devam etmemi ister gibi sordu:
“Evet insanı insan yapan... Nedir bu?”
Nasıl olsa kitaptan okuyabiliyordum. Hemen cevap verdim:
“Yetiştirildiği kültürdür Hocam.”
“Çok güzel... çok güzel... çok güzel...” Sonra kendi kendine mırıldanır gibi ama duyabileceğimiz bir sesle devam etti:
“Ben bilirim ya... Bu çocukta bir şey var... Ben bulurum..."
Hocanın kendisi de muazzam kültürlü bir insandı... Tahtaya bir H2O yazılsa oradan yola çıkar sizi deryalarda yüzdürürdü...
“Bu çocukta bir şeyler var” derken evet bir şeyler vardı bende... Ben buraya “Seadet-i Ebediyye” ve “Mektûbat” üniversitesini okumuş gelmişim kim nereden bilsin...
Celal Udil-Emekli Türkçe Öğretmeni