"Heyecandan olacak, bizi birden fark edemedi, zaten kıyafetlerimiz de değişmişti."
"Bilal, sözlünü nasıl buldun? Bu zamanda hem yetim, hem işsize kim kız verir ki?"
Başını salladı ve "doğru" diyerek ekledi;
"Zor nişanlandım ya, Allahü teala razı olsun, kayınpederim olacak insan, 'sözde Müslüman' değil, hakiki mümin. 'Bu zamanda namazında niyazında damat nerede bulunur, hem rızkı veren Allah'tır' dedi ve kızını bana verdi. Rabbim rızkımızı verir inşallah."
"Bilal, senin bu tarz yetişmene neden olan, seni bu mütevekkil hale getiren bir sır olsa gerek."
"Eğer ona sır denilirse, var. Sevgili anneciğim bana hiç haram lokma yedirmediğini söyler..."
Bilal lise mezunuydu, üç yüz kişinin katıldığı yazılı sınavı başarıyla geçerek ilk yetmiş kişinin arasına girmişti. Şimdi mülakata girecekti. Ve bizler, Bakanlık dahil önümüze sunulan, bütün referansları bir kenara koyup Bilal'in referansını en öne aldık... Mülakat gününe kadar bizi göremedi, kim olduğumuzu da zaten bilmiyordu. Mülakat günü geldi çattı. Tüm arkadaşlar merak ediyorduk, bizi karşısında görünce acaba nasıl tepki verecekti?
Adı okundu, içeri girdi. Heyecandan olacak, bizi birden fark edemedi, zaten kıyafetlerimiz de değişmişti. Biz susmuştuk, o da başını yavaş yavaş kaldırarak bize baktı. Birden şaşırır gibi oldu, yüzü kızardı ve gözleri yere düştü, sessizliği bozdum:
"Bilal, bizi tanımadın mı?"
"Evet".
"Peki, ne diyeceksin şimdi?"
Ağlamaya başladı, çocuk gibi hıçkırıyordu. Artık biz de dayanamamıştık, ona uyduk. Hıçkırıklar boğazımıza düğümlenmişti. Oda öylesine bir havaya bürünmüştü ki bazı manevi şeylere elle dokunmak mümkündü, âdeta. Bilal ellerini kaldırdı ve;
"Ey Rabbim! Ben hâlimi sana sunmuştum, içimi sana açmıştım, şimdi burada müdürlerime karşı mahcubum. Ey Allah'ım, ben Sen'den başkasından istememeyi istedim. Beni yalnız Sana muhtaç eyle Allah'ım" dedi.
Bir an bir sessizlik oldu. Arkasından hüzün dolu bir sesle; "Ne olur, izin verin çıkayım" dedi. "Peki, Bilal" dedik, "Güle güle git. Allah işini aşını, eşini mübarek kılsın!.."
Allah'tan isteyenler muratlarına erdiler de O'ndan başkasından isteyenler helak oldular. Allah dilerse bütün dünyayı Bilallere hizmetçi yapar. Nitekim bizi hizmetçi yapmadı mı? Hazreti Allah tüm gönül dostlarımıza böylesi gönül safiyeti versin!
Vecheddin Arvas-İstanbul