Eşim şaşırmıştı. “Neden herkese bir dilim de bize bir tepsi?” dediğinde “galiba bizi kalabalık gördüler” dedim.
Yıllar önce ayakkabı boyatmak için dükkânıma gelen ve elindeki kâğıdı yere atmayıp çöpe attığı için kendisini takdir ettiğim çocuktu İsmail… Sonra onunla amca yeğen gibi olmuştuk. Babasının okutamayacağını öğrenince bir meslek sahibi olmasına yardımcı olduğum İsmail şimdi iyi bir pasta ustası olmuş çocuklarımın yaş gününde hep pasta getirir olmuştu.
Israrıma rağmen para almadığı gibi hanıma, “abla yılda bir kez değil, her Allah’ın günü böyle pasta getirsem amcamın hakkını ödeyemem” demişti…
Yıllar su gibi akıp geçmişti… Daha geçenlerdeydi…
Öğretmenevinde bir düğün merasiminde gelin ile damada 7 katlı evlilik pastası kestiler. Düğünün devamında garsonlar her davetliye birer dilim pasta ikramında bulundu. Bizim garson masaya bir tepsi pasta getirerek “Rıdvan amca kimdir?” dedi. “Benim” deyince, “buyurun bu pasta sizin” dedi ve gitti. Eşim şaşırmıştı: “Neden herkese bir dilim de bize bir tepsi?” dediğinde “galiba bizi kalabalık gördüler” dedim. Derken bir ara eşim “bak İsmail geliyor” demesin mi? “Hangi İsmail?” deyice “Tatlıcı Çukur Çeşmeli İsmail” dedi. Sürprize bakın! İsmail masamıza geldi. Elimizi öpüp boynumuza bir sarıldı ki çok duygulandık:
“Amcam bu pastayı ben yaptım, sizi görünce de o tepsiyi ben gönderdim” dedi.
İsmail ile görüşmelerimiz kandillerde, bayramlarda arayıp ziyaret etmek şeklinde devam edip gidiyordu...
Bir süre önce esnaf olmam dolayısıyla “amca kardeşlerimle birlikte bir pastane açmayı düşünüyoruz, münasip bir yer olursa haber verirsen sevinirim” demişti.
Münasip bir yer bulunca kendisine telefon ettim. “Tamam amcam geliyorum” dedi.
Evimin önünde onu beklerken kapıya son model lüks bir araç yanaştı, durdu. Korna çalınca direksiyondaki sürücüyü baktım, bizim İsmail “buyur amca, gel” diyordu. “İsmail’ciğim araba senin mi? Güle güle kullan” dediğimde “Amca sağ ol hepsi Allah’ın izniyle sayende” deyince duygulandım ve “Hayır İsmail ben vesile oldum sadece” dedim.
“Amca sen olmasaydın şimdi belki inşaatlarda çalışıyor olabilirdim” dedi. Ben de onu “O gün boynunda boyacı sandığı, o çöpü çöp kutusuna değil de sokağa atsaydın ben seninle ilgilenmeyecektim” dedim.
Şu anda İsmail kardeşim Manisa’da güzel bir unlu mamuller iş yeri sahibi. Allah yolunu açık etsin…
Rıdvan Bayrı-Manisa