Şadi Abi bir gün gelip "Haydi gel Necip Fazıl Kısakürek'i ziyaret edelim" demişti...
Habil Bey Amcanın dükkânına uğruyor, ziyaret ederken aynı zamanda bir yardıma, bir hizmete ihtiyacı varsa onu yerine getirip duasını almayı amaçlıyordum.
Yine bir gün gazete dağıtımını yapıp dükkânına geldikten birkaç dakika sonra rahmetli Enver Abi oraya teşrif ettiler.
Beni görünce de iltifatla birlikte sordular:
-Hayırdır?
-Efendim, bu bölgede dağıtım yapıyorum. Arada da buraya bir ihtiyaçları varsa diye uğruyordum. Bugün de bu sebeple buradayım, dedim.
-İyi yere dükkân açmışsın dediler.
Habil Bey Amca rahmetli dedi ki:
-Efedim biz de size Lütfi Beyin buraya gelip gittiğini haber verecektik. Gördüğünüz iyi oldu. İzinli gelip giderse istifade eder.
Enver Abi, "onu size verdim" dedi. Böylece Habil Bey Amca'nın dükkânına izinli olarak gidip gelmeye ve hizmetine mazhar olmaya başlamıştım...
Bir gün Karaköy'de Habil Bey Amcanın terzi dükkanında idik. Sadece ikimiz vardık.
Enver Abi, Habil Bey Amcayı almaya gelmişler. Önceden randevuları varmış. Benim o randevudan haberim yok.
Bir yere gidiyorlardı... Beni de lütfedip arabaya aldılar. Enver Abi ve Habil Bey Amca ile aynı arabada seyahat ediyordum ya, nereye gidersem gideyim ne önemi vardı? Keyiften uçuyorum...
Derken otomobil Karşı'da Erenköy'e yönelince oraları hatırlar gibi oldum... Çünkü oraya yıllar önce bir arkadaş ile gelmişliğimiz vardı...
Hiç unutmuyorum o arkadaş beni bir gün yanına alıp "Haydi gel Necip Fazıl Kısakürek'i ziyaret edelim" demişti.
Ben de ne akıl, birlikte "peki" deyip yola çıkmıştık. Kış kıyamet, her taraf kar... Hava oldukça soğuk...
Vardık öğleye doğru... Arkadaş kapıyı çaldı... Necip Fazıl, üzerinde sabahlık ile bize kapıyı açtı ve içeri davet etti... Ama içerisi buz gibiydi... Sabah sabah nereden çıkmıştık böyle? Necip Fazıl, mecburen yakacağı bitmiş küllenmiş sobayı ateşlemek için sobayla meşgul olmaya başlamıştı... Derken bir yerden sohbete başlamak adına olsa gerek arkadaş dedi ki:
"Üstadım sizi oldukça yorgun ve bitkin görüyorum."
Necip Fazıl bu... Hiç lafını esirger mi?
"Ben de seni oldukça ahmak görüyorum!.."
Sabahın köründe böyle bir gelişten dolayı olsa gerek öfkelenmişti. Haklıydı elbette ama arkadaş da ona olan sevgisinden böyle bir ziyaret düşünmüştü. Usulca çıktık evden...
İşte bindiğimiz araç o eve yaklaşınca hatırladım ki burası birkaç sene önce geldiğimiz Necip Fazıl'ın eviydi... Necip Fazıl'a mı gelinmişti acaba? DEVAMI YARIN