Gazetemizin yazar ve çizerlerinden rahmetli Şahap Ayhan Ağabey'in hatırasına bugün de devam ediyoruz...
-Benim halimi gören genç şahıs, ilgilendi hemen... Su yokmuş ama, maksadımı anlatınca dedi ki:
-Abi, karşıdaki Salih Amcanın bakkalında akü şarj makinesi var... Şehre gitmene gerek yok...
-Aaa ne kadar iyi, eğer ayağım kumlu yerdeki balçığa saplanmasaydı bu ayağımızın dibindeki akücüden haberimiz olmayacaktı... Birlikte Salih Beyin dükkânına gittik. Salih Beyin şarj makinası olduğu gibi dükkânında su da akıyormuş. Ben ayaklarımı yıkarken, Salih Bey de aküyü şarj etmek için uğraşmaya başlamıştı... Fakat akü tamamen bitmiş olduğundan şarj olmuyormuş... Ne yapsak ne etsek derken, hiç erinmeden, kendi arabasının aküsünü söktü. Benim çalışmayan aküyü kendi arabasına bağladı. Kendi aküsünün takviyesiyle, araba çalıştı... Lakin kendi aküsünün desteğini çektiğinde, benim akü yine çalıştırmıyordu arabayı...
-Abi, benim aküyü de alalım, gidip senin arabayı takviyeli olarak çalıştırırız, dedi.
Bana hiç el sürdürmeden, iki aküyü de alıp geldik benim Mavi Kuş’un yanına... Şöyle böyle derken, onun aküsünün takviyesiyle, bizim Mavi Kuş çalıştı... Çok sevindik.
"Aman stop etmese” diyoruz... Salih Bey şunu söyledi hemen:
-Hiç stop ettirmeden Terkos’a kadar gidin, orada bir akücü bulur, yaptırırsınız...
Neyse, Salih Beyi, aküsüyle birlikte dükkânına bırakıp arabayla Terkos'a gidiyoruz... Araba iyi güzel çalışıyor... Issız tenha yerleri geçip sağ tarafta iki evin bulunduğu bir mevkide araba yine stop etmesin mi?
Kaldık dağ başında... Fakat “gecelemek gerekirse, hiç olmazsa şurada iki ev var” diye seviniyoruz... Uzaktan bir kamyonet geliyordu karşı istikamette... Ama, oldum olası kimseden yardım isteyemem... Şöyle yola çıktığımda kamyon şoförü kendisi anlayış gösterip durursa durur. Durmazsa asla el kaldıramam, utanırım...
-Kamyonetin şoförü sağ olsun hâlden anlayan biriymiş geldi ve bizim yanımızda durdu... Meseleyi anlattık kendisine. Çok iyi bir insanmış, birlikte arabayı itmeye başladık... Fakat çalışması mümkün değil... Adamcağız, yardım edemediği için üzülerek ayrıldı yanımızdan...
O gitti, hemen ardından bir kum kamyonu geldi... İçinde iki kişi varmış... DEVAMI YARIN