Kan beynime sıçramıştı!

A -
A +

O dönemler çok ciddi maddi sıkıntılar yaşamaktaydım. İster istemez bu sıkıntılar insanı olumsuz etkiliyor.

Dağıttığım gazetelerin paralarını abonelerimden tahsil ettiğim bir gündü... Ne aklıma geldi bilmiyorum, birden elimi attığımda ne göreyim? İçinde araç ruhsatı, meslek kartım, ehliyetim, cep telefonunun bulunduğu mini el çantam yok! Zınk diye kalakaldım. Şaşkınlık ve endişe kapladı bedenimi.
10 dakika önce caminin lavabosuna gitmiştim. Orada unutmuş olmalıydım. Aman Allah'ım, kan beynime sıçramıştı. Bisikleti hemen geri çevirip pedallara asıldım. Camiye doğru nasıl gidiyorum ama... Cami birkaç kilometre geride kalmıştı. O an silsile-i aliyye büyükleri başta olmak üzere Allahın velî kullarına sığındım. Hatırama gelen mübarek zatların isimlerini zikredip ruhaniyetlerinden yardım istedim...
Yeniden araç ruhsatı çıkartmak, ehliyet çıkartmak, bir de bunlar için uğraşmak o dönem benim için çok büyük problem ve sıkıntı olacaktı.
Kan ter içinde camiye gelip lavaboya girdim. Maalesef çantanın yerinde yeller esiyordu. Panik içinde bu defa en yakın karakola gittim. Polislerde bendeki tedirginlik ve acelenin zerresi yoktu. Onlar için ben, kim bilir kaçıncı sıradan vakaydım...
"Nasıl kaybettin? Nerede kaybettin?" gibi soru sorarken bile âdeta anket yapıyor gibiydiler... İfademi verip oradan ayrılırken öyle bir duygu oluştu ki bende, "bu müracaat sonrası benim çantama ulaşmak için burada kimse uğraşmaz" diye düşündüm.
Kaybettiğim çantamı bulamayacağımı artık kabullenince telaş bitmiş, yerini üzüntüye bırakmıştı. Yine de bir ümit camiye gittim. Cami imamını bulup sordum. Acaba birisi bulup getirmiş olabilir miydi?
İmam da kimsenin çanta falan getirmediğini söyledi. Artık yapacak bir şey kalmamıştı. Büyük üzüntü içerisinde "Allah'ım sevdiğin kulların hürmetine yardım et Rabbim" diyerek oradan ayrıldım...
Aradan 3 gün geçmişti... Eve geldim. Baktım kapıda bir motosikletli adam. Beni görünce dedi ki:
"Sizin çantayı buldum. Getirip yengeye teslim ettim."
Nasıl sevindim. Çocuklar gibi adamcağızın boynuna sarıldım. Cebimde olan bir miktar parayı da "ne gerek var" demesine rağmen adamcağıza ısrarla hediye ettim. Adam temizlik işçisiymiş. O da duygulandı. Nasıl bulduğunu anlattı. Çöpler arasında bulmuş çantamı. Meğer benim çantamı çalan şahıs çantada para eden cep telefonunu aldıktan sonra çantayı bir çöp konteynerine fırlatıp uzaklaşmış. Bu iyi kalpli insan da günlük temizlik sürecinde bu çantayı bulmuş. Sonra kimliğime bakıp muhtara gitmiş. Benim adresimi öğrenmiş. O kadar zaman harcayıp getirip evime teslim etmiş. Allah razı olsun.
Rumuz:  "Şükür"-İstanbul
Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza  29 Ekim Caddesi,  34197  Yenibosna/İstanbul  Faks: (0212) 454 31 00
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.