Göztepe SSK hastanesine gideceğim de... -Zincirlikuyu'dan aktarma yapacaksın. Sonra bir daha otobüse veya minibüse binmen lazım. Zincirlikuyu'da aktarma olduğu için az önceki metrobüste oturanların kimi aktarmada ayakta kalmıştı. Ayakta kalanlardan biri de adres soran adamdı... Konuşkan biriydi. Metrobüsteki herkes onun kafa ütülemeye ramak kalan konuşmasını dinliyordu. -Şu sol kolum ve sol dizimden aşağısı sıcak suyla haşlandı... -Geçmiş olsun... -Sağ olun... Ben kepçe operatörüyüm, dedi ve başladı anlatmaya... Çalıştıkları yerde iş makineleri bakımsız ve miadı dolmuş araçmış. Kaç defa yenilensin diye rapor vermiş. Ama yüklenici firma hiç umursamamış... Yani bildik şikayetler... Operatör haklı haksız orasını bilemem. Benzeri ihmaller kömür ocaklarındaki grizu patlamasında da ortaya çıkıyor, Ankara'daki tüp patlamalarında da çıkmıştı... Neyse operatör su kaynatan karbüratör kapağını açarken eskimiş kapak "pooff" diye patlıyor. Ortalık ana baba günü . Birkaç çalışan çil yavrusu gibi kaçarken fokur fokur kaynayan su bu adamcağızın kolunu bacağını haşlıyor: -Allah'tan tedbirliydim, diyordu. Kendimi kenara çekerek kontrollü açmaya çalışıyordum. Bizim milletimiz çok cahil. Ne ilk yardım biliyoruz. Ne kaza mahallinde ne yapılacak biliyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz. Bizim milletimiz okumaz, yazmaz bir şey bilmez... O böyle söylerken hemen ön tarafta tek kişilik koltukta oturan bir hanımefendi geri döndü. Polemiğe girmeden dedi ki: -Beyefendi, kantaron yağı alıp sürün... Bir tuhaf oldu operatör. Biz de şaşırdık. Ortalıkta bir sessizlik oldu. Operatör seslendi. -Efendim, anlamadım. -Kantaron Yağı beyefendi. Kantaron Yağı... Yanan yerinize, alıp sürün. Aktarlarda bulursunuz. Üç beş liralık bir şey... Hem ağrısı sızısı kalmaz. Çabucak iyileşir. Hem de yaradan iz bile kalmaz. Az önce "bizim milletimiz cahil" diye sayıp döken adam, hiç itiraz etmeden cebinden not defterini çıkardı. Telaşla sayfaları karıştırdı. Bir boş yaprak buldu. kocaman titrek harflerle "Kantaron" diye yazdı: "Tamam ablacığım alacağım" alacağım, derken tavsiye eden kadın enteresan bir şekilde kendi tecrübesini ekledi: -Bizim bey de kepçe operatörüydü... O da böyle su ile haşlanmıştı. Ona alıp sürdük. Hiçbir şeyi kalmadı. İşte önde oturuyor... Kadının bir ön koltuğunda oturan beyefendi de başıyla hanımını onaylıyordu. Sen tut, herkesi cahillikle yaftalarken tam da kendi yaşadıklarını yaşayan birinden tavsiye al. Çok enteresandı. Yeliz Oğultaş- İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00