"Kapalı kahve toplantısı"

A -
A +
"Şikâyet tamam da yaşadıklarımız gerçekten Kemal Sunal filmlerindeki gibi çok ilginçti..."

Yıllar önceydi... SSK'dan emekli olmuştum. Oteli de uzun süreli kiraya verince bir siyasi partiye üye olmaya karar vermiştim. (Merak eden olursa o parti şimdi yok...)
Daha sonra o partinin il yönetimine seçilip parti çalışmalarında kendimce son derece yararlı olduğumu da düşünüyorum. Çünkü ben o partiye sadece manevi yönden değil maddi olarak çok destek olmuştum.
Hatta üç yıl kadar da o partide il yönetim kurulu üyesi olarak aktif görev alıp çalışmıştım.
Daha sonra o parti kapandı, başka partiyle birleşti şu oldu bu oldu... Sonra üniversitede akademik çalışmalarımı sürdürdüm.
Anlatacağım, bu partide görev yaptığım dönemlerden birinde bir arkadaşımla hangi suçtan (!) mahkemeye verildiğimizdi. Bugün bazı davalar için böyle dava mı olur diyorlar ya... Olmaz olur mu? Bakın bizim davaya, nasıl oldu? İşlediğimiz suç:
"Seçim kanununa muhalefet"
"Nereden çıktı şimdi bu?"
"Şikâyet var?"
"Kim yapmış şikâyeti?"
Söylenmez tabii...  Kim bilir belki de bir sivil polis vardı o takip ederek gereğini yapmıştı.
Şikâyet tamam da yaşadıklarımızın şekli gerçekten Kemal Sunal filmlerindeki gibi çok ilginçti... Efendim, Yenikapı Karakolu yanındaki bir kahvede bir seçim etkinliği düzenlemiştik. Adı da "kapalı kahve toplantısı"ydı.
Peki suçumuz ne?
Efendim kapalı toplantı diye müracaat etmişiz. Ama kahvenin pencereye konulan hoparlörlerinin yönünü kasıtlı (!) olarak açık olan pencereye çevirip sesin caddeye doğru gitmesini amaçlamışız.
Partililer ve dinleyiciler çok olduğundan ve kahveye sığmadığından, dinleyicilerden birisi, bizim bilgimiz ve haberimiz olmadan, insanlar iyi duyabilsinler diye çevirmiş olmalı.
Ayrıca bizim bilgimiz olsa ne olur ki! Dostlar alışverişte görsün işte... Seçim kanununa muhalefet mi muhalefet(!) Polis görevini yapacak... Suç bunun neresinde demeyin devlet istedi mi suç suçtur...
Bizimkisi oldukça insani ve art niyet olmadan yapılmış doğal bir şey iken seçime muhalefetten mahkemeye verildik iyi mi?
Toplantı sorumlusu olan iki kişi hâkimin karşısına çıktık. İlk sorumlu olarak parti sekreterinin sorgusuna başlandı.
Şimdi rahmetli olan emekli öğretim müfettişi olan o arkadaşım, 12 Eylül öncesi İstanbul'da işlenen siyasi bir cinayette oğlunu kaybetmişti. Bunun da ötesinde, günlerce oğlunun cesedini, hastane morglarında, sırtında tabut ile aramıştı.  DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.