Doğru muydu bu kara haber? Damadı gerçekten elektrik mi çarpmıştı?
Ortalık ana baba gününe döndü... Ama haber doğruydu... İki bina ileride, çeyizi serilmiş olan evde, damat televizyon antenini bağlarken, açıkta bulunan kablo yüksek gerilim hattına dokununca damadı aldığı gibi yere vurmuş... Yanında bulunan ağabeyi, derhal müdahale edip hastaneye kaldırmış ama damat daha hastaneye yetişemeden yarı yolda ağabeyinin kucağında can vermiş...
Tabii ki ağabeyi yine bir ümit hastaneye yetiştiriyor kardeşini... Fakat ecel bu, giden can geri gelmiyor... Bir saat öncesine kadar düğünevi olan ve herkesin şen şakrak birbirine mutluluk paylaştığı yer bir anda cenazeevi olup çıkmıştı...
Öyle ki, bu kara haber, yayıla yayıla, bütün ilçe halkına ulaşmış ve kısa zamanda sokaklar insanlarla doluvermişti...
Durumu anlatmaya kelimeler yetmiyor ki... Yüreklerdeki yangını ifade etmeye lisan yetmiyor ki...
E tabii istense de istenmese de yolcu edilen gelinin ailesine de yarı yolda telefonla haber veriliyor...
Kara haberi alan zavallılar, yarı yoldan geri dönüyorlar Adana’ya...
Geliyorlar ki herkes feryat figan içinde... Allah’ım sen sabır ver... Koyun kuzuya karıştı bir anda...
Geline sarılıp sarılıp ağlayanları teselli etmek mümkün değil... Hele çiçeği burnunda bir günlük gelinin ne hâlde olduğunu hatırladıkça insanın ciğerleri parçalanıyor... Vah kızım vah!... Vah talihsiz yavrum!... Bir günlük gelinken bu mu gelecekti başına?..
En son olarak, bir günlük damadı mezarlığa götürürken, gelinin isteğiyle, bembeyaz gelinliği tabutun üzerine örtüyorlar... Bir aile değil, bütün bir mahalle ağlaya ağlaya damadı mezarlığa taşıdılar...
Akşam ezanları okunurken, gözyaşları arasında defnedildi damat... Dün mutluluklar içinde gerdeğe giren talihsiz yavrucak, bugün bu fâni dünyaya veda edip kara toprağın altına gireceğini nereden bilebilirdi, kim bilebilirdi?
Şimdi aradan yıllar geçti... Biz de İstanbul’a taşındık... Ama ne zaman memleketimde bir düğün olsa bu zavallı yavrucak aklıma gelir ellerimi açar dua ederim: "Rabbim sen görünür görünmez kazadan beladan muhafaza eyle...”
Fatma A.-İstanbul