Sayın Dekan birkaç defa konuşmaya başlayıp gürültüyü dindirmeye çalıştı. Bir süre sonra zoraki de olsa gerekli sessizlik sağlandı. Öğrenciler, konuşmacının ne konuşacağını merak bile etmiyordu. Konferansın fiyaskoyla sonuçlanacağını hissetmiştim. Çünkü Dekan Bey dinleyici kitlesinin farkında değildi. Sanki üniversite öğrencilerine konuşuyordu. Çıkan gürültüden rahatsız olan kaymakam ise çatık kaşlarla öğretmenleri disipline çalışıyordu. Öyle ya, misafirin önünde saygıdeğer kaymakam beyi utandırmışlardı. Oysa zavallı çocuklar hem ayakta dikiliyorlar. Hem dekanın anlamsız konuşmasını cızırtı içerisinde ellerini kulaklarına götürerek duymaya çalışıyorlardı. Zaten konuşmayı duysalar bile anlamaları mümkün değildi. Dekan Beyin, "John Locke ve İnsan Hakları Sözleşmesi" gibi konulardan bahsetmesi ön sıradaki protokol hariç hiçbir öğrenciyi ilgilendirmiyordu. Kırk dakikalık konuşma bitti. Salonda ne olup bittiğini ise anlayan yoktu. Tam o sırada Kaymakam Bey hışımla sahneye çıkıp mikrofonu eline aldı! Dekan Beye teşekkür ettikten sonra bütün öğrencileri bir güzel azarladı kürsüden. Öğrencilere konuşmacıyı saygıyla dinlemedikleri için ve öğretmenlere de öğrencileri susturamadıkları için epey öfkeliydi... "Önce dinlemeyi öğrenin" gibi sözlerden sonra, kendini tatmin ettiğine kanaat getirmiş olacak ki misafir konuşmacıya dönüp hediyesi olan üzümü ve plaketi takdim etti. Sahneden indiğinde olanlar ise artık tahammül sınırımı zorluyordu. Koltuğuna geri döndüğünde bütün ön sıradakiler yeniden ayağa kalkmıştı. Gösterilen bu riyakârca saygı seremonisi hepten hayal kırıklığı olmuştu bana. Kaymakam kalkınca kalkılıyor, o oturmadan oturulmuyordu. Konferans bittiğinde öğrencileri sınıflarında da bir azar faslı bekliyordu ama aldırış ettikleri yoktu. Ne de olsa onlar birkaç saatliğine de olsa dersten kaytarmıştı. Hepsi geldikleri gibi gülüşerek, bağrışarak ayrıldı salondan. Bir saat boyunca ayakta bekletilmiş ve ne dediğini anlamadıkları birisini dinlemedikleri için de azarlanmışlardı, insan hakları konferansında. Takım elbiseli protokol ise görevini başarıyla yerine getirmiş, sayın kaymakamın kızgınlığını az da olsa dindirmişlerdi. İnsan hakları konferansında insan hakkı ihlali... Özellikle çocuklara gösterilen bu davranış ders kitaplarına geçecek cinste bir örnekti. Konferans çıkışı sıska bir çocuğun yanındaki arkadaşına söylediği de durumu çok güzel özetliyordu: "Hadi gel top oynayalım..." Ahmet Oğuzhan-İngiltere > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00