Sosyal Bilgiler Dersi öğretmenimizdi. Ortaokul birinci sınıftaydık. Günlerden Nisan 1'di. Öğrencilikte "Nisan 1" şakaları kaçınılmaz şeydir. Biz de o gün öğretmenimize süper bir şaka planlamıştık. Daha önceden hazırladığımız oyuncak tabanca mantarını öğretmen sandalyesinin bacağının altına monte edecektik. Öğretmenimiz de sınıfa gelip defteri imzalarken sandalyeye oturduğunda "gümm!" diye patlayacaktı. Öğretmen korkuyla ayağa fırlayacak biz de kahkahalarla gülecektik. Çocukluk işte... Planımız ne de güzel gitmişti. Öğretmen zili çaldığında hepimiz yerimize geçtik. Sessiz ve uysal çocuklar gibi öğretmenimizin gelip sandalyeye oturacağı anı beklemeye başladık. Öğretmenimiz içeri girdi: -Merhaba çocuklar... Nasılsınız? -Sağ olun hocam... -Buyurun oturun... Yerlerimize oturduk. Sınıfta çıt çıkmıyordu. Öğretmenimiz masasına gitti. Kürsüye çıktı. Tam sandalyeye oturacakken, aklına bir şey gelmiş olacak ki sınıfa döndü: -Bugünkü anlatacağımız dersin ana başlıklarını tahtaya yazmalıyım. Bu o kadar önemli bir konu ki, sınavda kesin çıkacak olan konulardan bir tanesi. "Demedi" demeyin. -Sınav sorusu mu hocam? -Öyle de kabul edebilirsiniz. Sınavda çıkacak bir dersin öğrenilmesi her şeyden önemliydi. İster istemez kalem kâğıtlara sarıldık. Hoca da tahtaya maddeleri sıralamaya başladı. Bu arada derse çoktan başlamıştık. Ne şaka kaldı aklımızda ne dikkat... Bazen hoca masaya doğru ilerliyordu. Hatta kürsüye de çıkıyordu. Biz de hepimiz dikkat kesiliyorduk. Ama yine çok ani bir ders heyecanıyla tahtaya yöneliyordu hoca. Acaba içimizden birisi ispiyonlamış da hocanın haberi mi olmuştu? Ya da sınıfa girince fark mı etmişti? Ama mümkün değildi. Olamazdı. Bilmeden bu fark edilemezdi? Edilmemeliydi. Şöyle olmuştu böyle olmuştu ama kırk dakikalık ders "Nisan 1 şakası yaptık yapacağız" beklentisiyle geçip gitmişti. Ne dersten bir şey anlamıştık. Ne yapacağımız şakadan... Artık işin esprisi de kalmamış, şaka beklentisini unutmuştuk. Zaten zil çalacaktı. Zilin çalmasına iki dakika vardı. Birden öğretmenimizin masasından bir patlama oldu. Hepimiz heyecanla yerimizden fırladık. Aaa baktık öğretmenimiz sınıfa gülüyor: -Nisan 1 çocuklar... Meğer öğretmenimiz sınıfa girerken hazırlıklı girmiş. Kendisine 1 Nisan şakası yapılacağını tahmin ve fark etmiş. O da bizi faka bastırmak için ders sonuna kadar bizi oyalayıp son anda oyuncak tabanca mantarını patlatarak asıl Nisan 1 şakasını o yapmıştı. Sema İlhan-Kayseri Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00