Kitap, en güzel hediye

A -
A +

Onu tanıdıktan sonra, ilk defa ziyaretine gidecektim. Daha önce de gitmiştim fakat bu derece tanımadığım için şuursuzca bir ziyaret olmuştu bu. Oysa şimdi, yaklaşık bir seneden beri kitaplarını okuyordum. Gittikçe ziyadeleşen bir muhabbetle, yaptığım ilk ziyaret olacaktı. Kendisine ziyarete giderken, yakın bir arkadaşım ve bize yolda rehberlik yapacak diğer arkadaşımla üç kişiydik. Üç genç, düştük yollara... Ve işte Eyüp'teyiz... İşte, senelerce ilim yayılan o güzide mekân, Kaşgâri Dergâhı... Daha sonra da senelerce Abdülhakîm Arvasî hazretlerinin dizinin dibinde yetişen müstesna talebesinin kabrinin başucundayız... İçimizde tatlı bir heyecan, anlatılamaz bir huzur... Duamız bittikten sonra rehber arkadaştan öğrendik ki türbedarın bir de kitaplığı varmış. Biz iki arkadaş fısıltı halinde konuşuyorduk: -Burada kitaplık varmış? -Hımm varmış. -Acaba "Seadeti Ebediyye" de var mıdır? -Vardır tabii ki... -İstesek verirler mi ki? -Tabii ki verirler. Buradaki herkes, sadece Allah rızası için çalışıyor. -Evet de, nasıl isteyeceğim? Derken türbedar efendi abdestini alıp gelmişti. Kitaplığın başında kendisini bekleyen rehber arkadaşımıza istediği İslam Ahlakı kitabını verdi. Ben ve diğer arkadaşım ise İlmihali arzulasak da isteyemedik. Daha önce de istemiştik ama öğrenci olduğumuz için harçlığımız o anlarda denk gelmemişti. Arkadaş "İslam Ahlakı" kitabını aldı ve tam gidiyorduk ki türbedar efendi arkamızdan seslendi: -Eğer isterseniz size de İlmihal hediye edelim. Tam on dört tane kitabın arasından, türbedar efendi, İlmihali seçmiş ve hediye ediyordu. İsteyip de bir türlü alamadığımız kitap, şimdi hediye olarak elimizdeydi... Hem de o mübarek Eyüp sırtlarında... Arkadaşımın, kitabı aldıktan sonra yüzünde beliren tebessümünü sanırım ömrümün sonuna dek unutmayacağım... İslam âlimlerine gönülden bağlandığımız henüz yolun çok başında olan ben ve aylarca öğrendiklerimi anlatmaya çalıştığım arkadaşım için ne de güzel bir hediye... Şimdi tüm bu olayları hatırlamışken, bir sene içerisinde okuduğum doğru kitaplarla, hayatımda nelerin değiştiğini, yanlış bildiklerimden vazgeçme nimetinin nasıl da bana bahşedildiğini düşünürken, Necip Fazıl üstadın bir beyti geldi aklıma. Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleriyle tanışma şerefine eriştikleri sırada söylediği bu beyti, ufacık bir değiştirme ile kendi kendime mırıldandım: Tam "yirmi" yıl saatim işlemiş, ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum! > Songül Bilican-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.