"Kızamığın yaşı mı olur?.."

A -
A +

Yeni öğretmenlik yıllarımda yaşadığım bir hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum…

 

Tek bekâr erkek öğretmen ben olduğum için lojman verilmemişti bana. Öğretmenler lokaline bitişik misafirhanenin küçücük bir odasında kalıyordum. Bir gece yüksek bir ateşle yanmaya başladı vücudum. Sabahı zor edip revire koştum hemen.

 

Okul doktorumuz Şinasi Bekcan muayene etti ama teşhis koyamadı. Ateşimi ölçtü, 40 derece civarı olduğunu görünce:

 

“Erkan Bey, en iyisi ben sizi Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’ne sevk edeyim. Gecikmeden gidin lütfen” dedi.

 

Gecikir miyim? İstasyona indim hemen. Gelen ilk trenle Ankara’ya, hastaneye… Gerekli işlemlerden sonra, “Gribal enfeksiyon” teşhisi ve “bir hafta istirahat” raporuyla reçetem verildi. İlaçları alıp döndüm okuluma. Doktorun tavsiyesine göre ilaçları kullandım ama ne o gün düştü ateş, ne de ertesi gün.

 

Öğle sonrasıydı. Kapı vuruldu. Öğrencilerim geldi yine diye düşünüp “buyurun!” dedim. Kapı açılınca ne göreyim? Karşımda Naciye öğretmenim! Yarı doğrulmaya çalıştımsa da beceremedim. Zaten, “Rahat ol Erkan, rahat ol!” diyerek engel oldu doğrulup oturmama.

 

“Geçmiş olsun Erkan. Bir iki gündür göremeyince seni merak ettim. Sorunca hasta olduğunu söylediler. Demek bu odada kalıyorsun sen! Peki neymiş senin hastalığın?” deyince anlattım.

 

“Dur bir de ben bakayım” deyip boynuma boğazıma bakınca “ne gribi, ne enfeksiyonu? Kızamık çıkarıyorsun sen Erkan!” demesin mi?

 

“Olur mu öğretmenim? Kızamık çıkaracak yaşı çoktan geçtim. Çocuk değilim ben artık” dediysem de;

 

“Oğlum da çıkardı kızamık, kızım da… Bilmez miyim ben? Nasıl anlamadı bunu doktorlar?” diye ısrar edip “Daha önce kızamık çıkarmış mıydın sen?” diye sordu.

 

“Hayır, çıkarmamıştım.”

 

“Tamam işte! Çocuklukta kızamık olmayan, daha sonra kaç yaşında olursa olsun, kızamık çıkarabilir. Ben hemen haber vereyim doktorumuza, gelip görsün seni bir kez daha” deyip kalktı ayağa.

 

“Zahmet etmeyin siz öğretmenim” dediysem de “zahmeti mi olurmuş böyle şeyin?” deyip dinlemeden çıkıp gitti. Biraz sonra gelen doktorumuz Şinasi Bey;

 

“Hiç ihtimal vermemiştim ama Naciye öğretmenimiz haklı… Gerçekten de kızamık çıkarıyorsun Erkan Bey” demişti. Bu saygıdeğer öğretmenimiz yıllar sonra da İstanbul’a kızının ziyaretine her geldiğinde bize de uğrayıp hâlimizi hatırımızı sormuştu…

 

           Hüseyin Erkan

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.