"Kızım sakın öyle deme!"

A -
A +

"İftara az bir vakit kalmış iken araba Tarsus civarında kontrolden çıkıyor ve takla atıyor..."

Beyimin akrabası olan ve İstanbul'da biyoloji öğretmenliği yapan kız ile Ankara'da bir özel şirkette mühendis olan nişanlısı o Ramazan Bayramının 3. gününde Mersin'de düğün yapmak üzere hazırlıkları tamamlamışlardı... Hatta düğüne bir hafta kala gelin, gelinin annesi ve gelinin kayınvalidesi çeyizini kamyonla Ankara'ya taşımıştı. Gelin kız düğün sonrası yaşayacağı evini yerleştirip kendi özel arabalarıyla Mersin'e döneceklerdi. Şoför gelinin kayınbiraderiydi... Arabada şoförden başka kayınbabası vardı. Arka koltukta gelin kız, gelinin annesi ve kayınvalidesi oturuyordu... Ramazan ayında oldukları için hepsi oruçluydu. İftara az bir vakit kalmış iken araba Tarsus civarında kontrolden çıkıyor ve takla atıyor!.. Gelin kız camdan caddeye fırlıyor ve oracıkta, olay yerinde vefat ediyor. Kendi annesi hafif yaralı, kayınvalide ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Şoförde ve kayınbabada bir şey yok.
Aradan bir hafta geçiyor... Kadir Gecesini idrak ettiğimiz günün sabahı... Sabah namazını kıldıktan sonra bir salâ sesi duyuyoruz. Meğer gelinin komadaki kayınvalidesi de vefat etmiş. Rabbim mekânlarını Cennet eylesin...
Üçüncü unutamadığım hatıram ise yine beyimin akrabasının oğlu, Erzurum'da öğretmendi. Bir kızla sözlü... Üniversite mezunu olup KPSS sınavlarına hazırlanıyordu. Kurban Bayramının üçüncü günü nişan takılacaktı. Biz de orucu tuttuk ama yayladayız. Ramazan Bayramının birinci günü, bayramlaşmak için gelen giden oluyor. Bunlar da anne babalarıyla bayramlaşmak için bize bayram ziyaretine geliyorlar. Gelin kızla o zaman tanışıyoruz. Üç gün sonra da yakın akrabalarından birinin düğünü için Mersin'e gidecekler. Kendi arabalarıyla giderken araba yoldan çıkıyor. Oğlanın sözlüsü camdan fırlıyor ve vefat ediyor. Diğerleri kırık çıkıkla atlatıyor.
Sonradan duyduğumuza göre kızın annesi, yola çıkmadan önceki gün bir rüya görüyor.
"Kızım kötü bir rüya gördüm" diyor.
"Anne ne gördün?"
Anlatmasını istiyor. Annesi de:
"Araba kaza yapıyor. Sözlün arabada hareketsiz yatıyor" diyor. Kızcağız "anne o öleceğine ben öleyim, ona bir şey olmasın" diyor.
Annesi, "kızım öyle deme, okuyup üfleyin de yola öyle çıkın" diyor.
Kimi zaman heyecanlarımızı, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, öfkelerimizi çok yoğun yaşıyoruz. Neticede insanoğluyuz. Rabbim her şeyin en iyisini, en güzelini ve en doğrusunu bilir...
Rumuz: "Fastaz Ailesi"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.