"Gökyüzünde âdeta bombalar patlıyordu. Etrafa koyu gri bulutların kasveti çökmüştü!.."
Kalabalık bir aileydik ve dedem ihtiyarlığına rağmen çalışarak babama destek oluyordu. Dedem, beni kızı gibi severdi. Bu durum Sebahat ile aramıza kıskançlık krizi çıkartırdı ve çok zaman dargın dururduk... Bir keresinde beni iterek hızlı adımlarla kilere gitti. Ben de onun hırsına kapılıp testimi aramaya başladım. Aranırken Sebahat'ta olduğunu fark ettim. Müsaade almadan sahiplenmiş gidiyordu. Arkasından seslendim: "Sebahat, o benim!" Duymazdan geldi ve arkasına bakmadan gitti. Dedeme anlatmalıydım: "Dede, Sebahat testimi aldı!" "Alsın kızım... Sen de başkasını al." "Ama su dolu..." "Allah aşkına başka testi mi yok?"
Dedem ilk defa bana sert çıkışmıştı. Onun hiddetlenmesine Sebahat sebep olmuştu. Yüzüm düşmüş, moralim daha da bozulmuştu. Boş kaplardan birini alıp bahçe kapısından çıktım. Tenha bir kuytuya oturup öfkemle cebelleşmeye başladım. Elimdeki küçük taş parçasıyla, hınç alırcasına testiyi çiziyordum. "Burada ne yapıyorsun kızım?" dediğinde yerimden zıplarcasına irkildim. Babamın geldiğini dahi fark etmemiştim. Mahzun bir tavırla "hiç" diyerek iç çektim. "Sebahat nerede?" "Dedeme su getirmeye gitti."
Benim neden gitmediğimi soracakken sözü ağzından alıp mağduriyetimi anlatmaya başladım: "Sebahat, benim testimi alıp pınara gitti. Haksız olan o ama dedem bana kızdı."
Somurtkanlığımı silmeye çalışan babam mülayimce kollarımdan tutarak beni yerden kaldırdı. "Sebahat ile konuşurum, bir daha yapmaz. Ben de çok susadım..."
Babamı kırmamak için yola devam ettim. Ayağımla engebeli patikadaki taşları itekleyerek pınara doğru giderken aşağıdan gelen cıvıltılar dikkatimi çekti. Sebahat ile Emine dere kenarındaki çayırda papatya topluyorlardı. Birkaç saniye göz ucuyla onları süzdüm. Beni fark ettiler. Sebahat ayağa kalkarak seslendi: "Biz papatya topluyoruz; dönüşte sen de topla... Birlikte taç yapalım!"
"Bana ne" anlamında omuz silkeleyip kafamı önüme çevirdim. Kırgınlığımı hoyratça dışa vurmaya çalışsam da papatyalar öfkemi sulh edercesine gösteri yapıyordu... Bir an önce suyu doldurup papatya toplamak niyetiyle hızlanmışken dehşet bir gürültü koptu. Gökyüzünde âdeta bombalar patlıyordu. Etrafa koyu gri bulutların kasveti çökmüştü... Yağmurdan sırılsıklam olmam saniyeler sürmüştü. Koşar adımlarla suyu doldurup aynı yoldan eve döndüm. Beni görünce dedemi bir telaş aldı. "Sebahat nerede? Beraber gelmediniz mi?.." Devamı yarın