Kızımı işte böyle kurtardım

A -
A +

Kızım bana bir şey anlatamasa da ben stresten bunalıma girmiştim. Bu konu geçiştirilemezdi. Unutarak da kapatılacak bir konu değildi. Kızıma dedim ki: -Yavrum, üzüntümüz sonsuz olabilir. Sıkıntını aile mahremiyeti olarak benimle bile paylaşamayabilirsin. Bir daha o eve gitmek ve onun yüzünü de görmek istemeyebilirsin. Hepsini anlayışla karşılıyorum. Ama sen o kişiyle, resmî olarak evlisin. -Çok korkuyorum anne... -Korkmana gerek yok kızım. Sadece mantıklı bir çözüm üretmek durumundayız hepsi bu. -Ne yapacağım ben anne? -Birlikte bir çözüm üreteceğiz... Hemen ertesi gün en samimi bir iki arkadaşıma danışarak tecrübeli bir psikologdan randevu aldım. Kızımla birlikte gittik. Benimle bile derdini konuşamayan kızım belki psikoloğa derdini anlatabilirdi. Önce derdinin ne olduğunu anlamalıydım. Aslında tahmin etmiştim. Ama konduramıyordum. Psikologdan çıktıktan sonra sorun da ortaya çıkmıştı... Normal bir evlilik yaşamıyordu kızım. Hem kahrolmuş hem şaşırmış kalmıştım. Allah kimsenin başına vermesin. Daha o gün mahkemeye gittik... Zavallı kızım çok haklıydı. Böyle bir kimseyle bir arada bulunulmazdı. Böylesi bir adama kimse de göz yumamazdı. Biz anamızdan babamızdan örfümüzden âdetimizden, dinimizden inancımızdan böyle bir şey görmemiştik. Mahkemede karşımıza ne çıkacağını bilemiyorduk. Hâkime söylediklerimiz ispatlanamayan birer iddia olarak kalıyordu. Çünkü damat dediğimiz adam mahkemede hâkimi etkiliyordu. "Benden boşanmak için iftira atıyorlar" diyordu. "Ben öyle biri değilim eşimden memnunum. Eşimi seviyorum ve ayrılmak istemiyorum" diyordu. Mahkemenin kısa sürede biteceğini zannederken bu konu bir seneyi geçti, iki seneyi doldurdu ama biz mahkemeden sonuç alamıyorduk. Karşımızda tam bir profesyonel yalancı vardı. İspat edemiyorduk bir şeyi... İşte o yıllarda teknoloji imdadımıza yetişti... Cep telefonları artık hayatımıza girmiş ve mesajlaşmalar başlamıştı... Davanın üçüncü senesiydi. Damat kızıma mesaj çekmiş: Mesajında kızımın bu ayrılma isteğine sinirlendiğini ve kendisinin de mahkemede ifadeleriyle bizi sürüm sürüm süründüreceğini bildiriyordu. Kızım hıçkırarak mesajı okurken telefonu elinden kaptım... "İşte bunu gösteririz hâkime" dedim. İyi ki de böyle düşünmüşüz. Durumu hemen avukatımıza bildirdik. İlk duruşmada da hâkime bu mesajı okuduk. Hâkim de biliyordu durumu ama bir delil arıyordu. Bu bir delildi. Hemen o an kararı verdi ve boşandılar. Kızımı işte böyle kurtardım... Rumuz: "Şükür"-İzmir > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.