Kocasına gelin arayan kadın!..

A -
A +

Adı Halime... Ağa kızı...Cesur bir kadın... Yiğit mi yiğit, görkemli mi görkemli... Alımlı mı alımlı... Güzel mi güzel... Derler ya hani, kendi güzel olacağına kaderi güzel olsun... Halime'yi köyde bir ağanın oğluyla evlendirirler... Gel gör ki kocası sünepe mi sünepe... Vurdumduymaz... Bakımsız... Çirkin, kara kuru bir şey... Alt dudağında derin bir de yarık izi var... Doğuştan mıdır bilinmez ama herkes köyde ona "Yirük Hamdi" der. Yirük Hamdi'nin hiçbir şey umurunda değildir. Elbette olmaz... Çünkü mal dersen var... Mülk dersen var... Evde hanım en güzel yemekleri pişirir, çamaşırlar tertemiz... Ev ocak pırıl pırıl... E nedir ki bu ailenin derdi? Hele de Halime'nin... Halime'nin derdi çocuktur... Çocukları olmaz... Ne yaptı ne ettilerse olmaz işte... Onca servet onca imkân çocuk sahibi olmak için yetmez aileye.... Ellerin bebeklerini severken içi gider Halime'nin... Hoş, kimseye hasetlik etmeyecek kadar gönlü geniştir. Hatta bu haline de şükreder, hiç sitem etmez kimseye... Allah'a isyanda bulunmayı aklından bile geçirmez... Ama işte gönül bu, yine de çocuğu olsun ister anne olmak duygusuyla... Yıllar geçer aradan... Ben diyeyim yirmi siz deyin otuz yıl... Eee hayat değirmen gibi öğütmektedir... Halime de Yirük Hamdi de sık konuşur olur çocuk meselesini... İkisinin de beyninden çıkmamaya başlar... -Bu böyle olmayacak Halime... -Hee böyle olmayacak Hamdi Ağa... -Bu servet, bu mal mülk biz ölünce kime kalacak? -E ne yapacağız bilemem ki? İşte orada Halime bir kez daha gösterir yiğitliğini... Bir kez daha gösterir Ağa kızı olmanın asaletini... Der ki Yirük Hamdi'ye: -İstiyorsan seni yeniden everelim... -Kız ciddi mi diyon sen? -Hee ciddi diyom... Everelim... -Kimi alacan ki? -Allah kimi kısmetine yazdıysa... Ben ne bilirim... Yirük Hamdi bir hoş olur... Çünkü bunca yıllık karısını bilmez mi o? Halime ciddidir. Ağız arar gibi söylememiştir. -Kız bu yaşta bana kim varır? Senin gibi ağa kızına kim kuma olur? Dellendin mi sen? -Sen he de... Gerisini bana bırak!.. -Şimdi kendi ellerinle bana gelin mi getireceksin? -He getireceğim... Hamdi'nin umurunda mı?.. Hoş, Halime de öyle dedikten sonra niye ikinciyle evlenmesin ki? Bu arada köyde ağa çocuğu olmasa da rahmetli babaları ağadan sayılan bir kız bir erkek iki kardeş vardır. Erkek kızdan sekiz on yaş büyüktür. Bacısı hakkında aklından şöyle geçirir: -Ben bacım Halime'yi öyle biriyle evlendirsem ki, malı mülkü çok olsun. Bacımın mala mülke ihtiyacı kalmasın... Böylece babamızdan kalan topraklar bana kalır. Bacım benden hak talep etmez. Biraz art niyet var gibi ama amacı arazilerin bölünmemesi... Bacısının ismi de Halime'dir... Tabii bu Halime de ağa kızı sayıldığı için herkes dünür olamamış, Halime'nin de yaşı biraz ilerlemiştir... Gelelim biz Yirük Hamdi'nin Halime'ye... Kadının kendine kuma araması köyün diline düşer: -Duydunuz mu kendi elceğiziyle kocasına gelin arıyormuş? Her kafadan bir yorum çıkarken o, büyük bir feragatle kocasına gelin aramaya devam eder. Tabii kocası ağa oğlu olduğuna göre herkese de dünür gidilmez. Bu arada galiba o erkek kardeş el altından Yirük Hamdi'ye haber salar: -Bacım Halime'yi sizinle evlendirelim, diye. Ya da Yirük Hamdi'nin Halime bu aileye dünür olur... Öyle ya da böyle bu dünürlük gerçekleşir. İşte bundan sonrasını Yirük Hamdi'nin Halime anlatıyor: -Sırf çocuğu olsun diye kocama gelin, kendime kuma aramaya razıydım ama dünür olduğum Halime kız bana kuma olmaya razı olur muydu? (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.