Kolejdeki o öğretmene minnettarım

A -
A +

Aradan 7-8 sene geçmişti. Ben bu arada İhlas Kolej'inin başka bir şubesinde idarecilik yapmaya başlamıştım. Okulda derslerin bittiği saatlerdi.
Odamda bol köpüklü bir yorgunluk kahvesi içerken açık kapımdan aniden içeri giren eski öğrencimi fark ettim ve şaşırdım.
Çünkü o şimdi Anadolu'da bir şehirde üniversiteydi. Telaştan çok nefes nefese kalmış haldeydi.
Odadan içeri girer girmez "Hocam" diyerek elime sarıldı. Ben de kıvrak bir hamleyle kalkıp ona sarıldım ve "Paşam hoş geldin" diyerek karşıma oturttum.
-Hayırdır Paşa'm ne bu telaş? Bir sıkıntı mı var?
Öğrencim duygularını anlatmaya başladı.
-Hocam biliyorsunuz babam yıllar önceki o ekonomik krizi atlatamadı. İşini kaybetti. Ben üniversiteyi kazanınca da birlikte bu okuduğum şehre taşındılar. Babam ufak ufak bir şeyler yapmaya başladı. Çok şükür şimdi eski iş kapasitesinden daha iyi bir seviyedeyiz.
-Ne güzel...
-Ben de zaten İşletme son sınıftayım. Şirketi birlikte yönetiyoruz. Bugün sabah eskilerden konuşurken o malum geceyi andık. Babam dedi ki;
"O gece İhlas Koleji'ndeki Ayhan Öğretmenin gelmeseydi var ya... Belki ben dertlerimi unutmak için aldığım alkolün ve krizin etkisiyle annene zarar verebilirdim. Allah korusun. İşimi zaten kaybetmiştim az kaldı eşimi de kaybedecektim. Belki ben hapse sen de yetimhaneye gitmek zorunda kalacaktın. Ona minnettarım..." Bunları söyledi ve duygulanıp ağlamaya başladı babam. Ben de çok duygulandım Hocam... Bir an burnumda tüttünüz... Dayanamadım sizi görmek için arabama atladığım gibi kendimi yanınızda buldum.
O bunları anlatırken gözlerimizden akan yaşların farkına vardık ikimiz de. Ama ben öğretmenlik ve babalık hisleriyle o halde bile payladım öğrencimi:
"Neden?" dediğinizi duyar gibiyim.
Çünkü normal şartlarda geldiği yer yaklaşık 9 saatlik bir seyahat mesafesiydi. Öğrencim ise bana 5 saatte geldiğini söylemiş benden yıllar sonra azar işitince de;
-Aşk olsun Hocam, yine öğretmenliğinizi yaptınız ama doğru diyorsunuz ne olursa olsun o kadar hızlı gelmemeliydim. Yalnız size kavuşmak için duramadım, demişti...
Yıllar önce telefonda yardım isteyen o küçük çocuğun feryadıyla başlayan o gece yıllar sonra sevinç gözyaşlarıyla tekrar yaşanmıştı. Kulakların çınlasın canım öğrencim...
            Ayhan Özbek-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.