Komşum seni çok seviyorum
20 Temmuz 2014 01:00
"Bir gün sohbet ederken işte kendisinin çok titiz olduğunu, ev işlerine aşırı düşkün olduğunu söyledi..."
Apartmana yeni taşınan ve göğüs kanseri olduğu için üzüldüğümüz komşum çocukların şaka yazıları sebebiyle bizim kapımızı da çalmıştı:
"Ayıp değil mi? Zaten ben hastayım. Niye öyle yazıyorsunuz?" diye iki kızıma biraz ağır konuştu. "Babası duysa kıyameti koparır. Hiç dayanamaz, hiç laf söyletmez" dedi. Tabii bayağı bozuldum. Çünkü onun küçük oğlu bizim yepyeni arabayı çizmişti ve biz bir şey dememiştik.
Herkesin çocuğu kendine kıymetliydi. Sizin çocuklar kıymetli de bizim çocuklar değil mi? Biz niye o zaman kıyameti koparmadık? Çok üzüldüm ama yine de kendi çocuklarıma kızıp "bir daha sakın böyle bir şey yapmayın" dedim.
Gel zaman git zaman komşumuzun artık yürüyemez olduğunu duydum. Ziyaretlerimi biraz fazlalaştırdım. Hakikat Kitabevi'nin dinî kitaplarından hediye ettim. Bir gün bana "Ben nasıl namaz kılayım?" diye sordu.
Ben de nasıl kılacağını tarif ettim. Yine bir gün komşum dedi ki:
Keşke ben de senin gibi örtünebilsem ama sıkıntı geliyor boğuluyor gibi oluyorum" dedi. İlk zamanlar denedi, başını örttü. Sonra sıkıntı geliyor diyerek bıraktı. Ama hep şunu söyledi:
"Komşum seni çok seviyorum. Yalanın yok. Dedikodun yok. Kimseyle kavgan yok. Güler yüzlüsün."
Bir ara apartmanda yönetici görevini bırakmıştı. Ziyaret ettiğimde bana dedi ki: "Senin beyin dünya ahiret kardeşim olsun, çok iyi bir insan yönetici o olsa ne güzel olur."
"İşleri çok yoğun yapamaz" dedim.
Yine bir gün sohbet ederken kendisinin çok titiz olduğunu, ev işlerine düşkün olduğunu söyledi. Ben de "ben hem o kadar becerikli değilim hem o kadar tez canlı değilim. Ne zaman olsa olur" dedim.
-Peki beyin kızmıyor mu?
-Benim beyim namazımı kılmazsam, başörtüme dikkat etmezsem, pardösüsüz dışarı çıkarsam, anne ve babasına karşılık verirsem, komşularla iyi geçinmezsem kısaca dinî vecibelere uymaz isem kızar.
-En iyisini yapıyor. Ne güzel, dedi. Benim beyim de dünyalık konularda çok titiz. Ne mutlu sana. Keşke benim beyim de öyle olsa. Bu dünya boşmuş. En iyisini siz yapıyorsunuz dedi.
Ayrıca "Allahtan önce sağlık isteyin. Sağlıktan önemli bir şey yok" dedi. Artık sık sık ameliyat olmaya başlamıştı. İçim rahat etmiyordu... Devamı yarın
Apartmana yeni taşınan ve göğüs kanseri olduğu için üzüldüğümüz komşum çocukların şaka yazıları sebebiyle bizim kapımızı da çalmıştı:
"Ayıp değil mi? Zaten ben hastayım. Niye öyle yazıyorsunuz?" diye iki kızıma biraz ağır konuştu. "Babası duysa kıyameti koparır. Hiç dayanamaz, hiç laf söyletmez" dedi. Tabii bayağı bozuldum. Çünkü onun küçük oğlu bizim yepyeni arabayı çizmişti ve biz bir şey dememiştik.
Herkesin çocuğu kendine kıymetliydi. Sizin çocuklar kıymetli de bizim çocuklar değil mi? Biz niye o zaman kıyameti koparmadık? Çok üzüldüm ama yine de kendi çocuklarıma kızıp "bir daha sakın böyle bir şey yapmayın" dedim.
Gel zaman git zaman komşumuzun artık yürüyemez olduğunu duydum. Ziyaretlerimi biraz fazlalaştırdım. Hakikat Kitabevi'nin dinî kitaplarından hediye ettim. Bir gün bana "Ben nasıl namaz kılayım?" diye sordu.
Ben de nasıl kılacağını tarif ettim. Yine bir gün komşum dedi ki:
Keşke ben de senin gibi örtünebilsem ama sıkıntı geliyor boğuluyor gibi oluyorum" dedi. İlk zamanlar denedi, başını örttü. Sonra sıkıntı geliyor diyerek bıraktı. Ama hep şunu söyledi:
"Komşum seni çok seviyorum. Yalanın yok. Dedikodun yok. Kimseyle kavgan yok. Güler yüzlüsün."
Bir ara apartmanda yönetici görevini bırakmıştı. Ziyaret ettiğimde bana dedi ki: "Senin beyin dünya ahiret kardeşim olsun, çok iyi bir insan yönetici o olsa ne güzel olur."
"İşleri çok yoğun yapamaz" dedim.
Yine bir gün sohbet ederken kendisinin çok titiz olduğunu, ev işlerine düşkün olduğunu söyledi. Ben de "ben hem o kadar becerikli değilim hem o kadar tez canlı değilim. Ne zaman olsa olur" dedim.
-Peki beyin kızmıyor mu?
-Benim beyim namazımı kılmazsam, başörtüme dikkat etmezsem, pardösüsüz dışarı çıkarsam, anne ve babasına karşılık verirsem, komşularla iyi geçinmezsem kısaca dinî vecibelere uymaz isem kızar.
-En iyisini yapıyor. Ne güzel, dedi. Benim beyim de dünyalık konularda çok titiz. Ne mutlu sana. Keşke benim beyim de öyle olsa. Bu dünya boşmuş. En iyisini siz yapıyorsunuz dedi.
Ayrıca "Allahtan önce sağlık isteyin. Sağlıktan önemli bir şey yok" dedi. Artık sık sık ameliyat olmaya başlamıştı. İçim rahat etmiyordu... Devamı yarın