Safiye halamın damadı idi. GİMA mağazasının karşısında manifatura dükkânı vardı... Evli barklı koca adamdı Şükrü eniştem... Hâli vakti de oldukça iyiydi. Nereden alıştıysa kumara alışmıştı. Öyle diyorlardı ama biz inanmıyorduk. Birkaç ay sonra kokusu çıkmıştı... Safiye halam bize geldiğinde iki gözü iki çeşme ağlamıştı: "Emine'nin iki gözü iki çeşme... Şükrü çok değişmiş. Her geçen gün daha da kumarbazlaşıyormuş. Borçlanmışlar ki sormayın!.." -E hala ne olacak bu işin sonu? Emine ablaya yazık değil mi? -Okullar açıldı. Çocukların üstüne kıyafet alacak para bulamamış da yemin ediyorum çıkarıp ben verdim. Kızım işte. Ne yapayım... Bu işin sonu nereye varacak bilemiyorum? Safiye halamı yolcu ettikten sonra annem dedi ki: -Bu yuva fazla uzun sürmez ama hayırlısı... -Aman ağzından yel alsın anne... -Kumara dadandıysa bir daha esnaf mesnaf olamaz... Ondan biliyorum. Yazık Emine'ye üzülüyorum. İki çocuğuna üzülüyordum. Ne de güzel bir kızdı... Kumar illeti de neymiş böyle? Her kaybettiğinde daha da hırslanıyormuş. Öfkeden sinir küpü oluyormuş. Lafta, kaybettiğini kazanmak için bir daha bir daha diye izbe kahve köşelerinde kağıt sallıyor, zar atıyormuş... Annem doğru söylüyordu. Böyle esnafın esnaflığında hayır mı kalır? Derken öyle de oluyor. Müşteriler birer ikişer çekiliyor. Esnaf da "kumarbaz" diyerek alakasını kesiyor. Bizim enişte, bu durumda halini anlayıp tövbe edeceğine daha da sinirlenerek kumarbazlarla oturup kalkmaya başlıyor. Ama kasa tamtakır. Cep delik cepken delik. Metelik yok... Diyorlar ki kumarbaz arkadaşları: -Oğlum senin dükkânın bizde olacak ki... -Ne varmış dükkânımda. Altı üstü sekiz on top kumaş kaldı. -E yeter işte... Bak şimdi ne yapcan biliyon mu? -Gidicen, dükkânı bir güzel sigortalattıracan... Aradan bir zaman geçtiğinde, bir de bakmışsın dükkânda yangın çıkmış... -Nasıl yani? -Anlamadın mı oğlum... Yangın çıkmış işte... Sonra gelcek itfaiye... Derken sigorta ne güne duruyor? Gelecek bakacak ki yanmış... Tamam... Zararı tespit edecek ve ödeyecek... Böylece borcu sıfırlayacak, gıcır Şükrü olacaksın... Gıpgıcır... Hah hah ha... Kumarbazın vereceği akıldan ne olacak? "Kumarı bırak da git işinin başına dön!" mü diyecekler? "Kahve köşelerinde pinekleyeceğine, git de çocuklarınla evinde otur" mu diyecekler? Kumarbaza para lazım... Utanmaz adamlar... Onların derdi belli. Yangın çıksın. Sonra eniştem sigortadan çeksin parayı. O para nereye? Doğru kumara... Bir gece duyduk ki dükkânda yangın çıkmış... (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00