“Geri sayım başladı. 10-9-8-7... Mekik fırladı. Mekik çok hızlıydı, saniyedeki hızı 15 km...”
Türkiye içinde bulunduğu asrın en güçlü ülkelerinden biriydi. Ancak Türkiye’de uzay teknolojilerinin yeterince gelişmemesinden dolayı ben Mehmet Emin ve arkadaşım Ahmet Emin NASA’nın seçmelerine girdik ve seçmelerden büyük bir başarıyla geçtik. Bizlere verilen görev ise, Mars’a gitmek ve Mars’ta yeni çalışmalar başlatmaktı.
Mars’ta bazı araştırmalar yapmamız gerekiyordu. Bunun için bir ay süren, bazı eğitimlerden geçtik. Mars yolculuğu için bizler ve mekik hazırdı. Bu yedi gün sürecek bir görevdi. Mekiğin adı: TÜRKGÜCÜ 2024’tü. Bütün hazırlıklar tamamlandı. Beklenen gün gelmişti. Biz mekiğe bindik, son kontrolleri yaptık, kemerlerimizi taktık. Çok heyecanlıydık. Neredeyse kalbim duracaktı. Geri sayım başladı. 10-9-8-7... Mekik fırladı. Mekik çok hızlıydı, saniyedeki hızı on beş kilometreydi...
Bir saat sonra uzaydaydık. Mars’a gitmek otuz saat sürecekti. Yüz sekiz saat Mars’ta kalacaktık. Artık uçuyorduk. Ama ne uçmak! Ben uçarak gidip yer çekimi tuşuna bastım. Mekikte yer çekimi aktif hâle gelmişti. Mekik fırlayalı altı saat olmuştu. Yani bir saat sonra nöbetleşe yatacaktık. Yataklarımız için iki oda vardı. Biri Ahmet Emin’le benim için, diğeri ise üç Amerikan astronot içindi. Yataklarımız duvardaki yerlere bağlı uyku tulumlarıydı. Bu uyku tulumlarının içine girip uyuyacaktık. Bir kişi nöbette kalacaktı. Sabah 05.30’da alarm sesiyle uyandım. İlk başta kendi alarmım sandım. Fakat bu gemi alarmıydı. Ahmet Emin’le geminin kontrol odasına geçtik. Kaptana ne olduğunu sordum. Göktaşı yağmuruna yakalanmıştık. Aman Allah’ım! Yoksa Mars’ı göremeden ölecek miydik? Biraz panikledikten sonra kendimize gelip, Ahmet Emin’le hemen gidip, geminin meteorların yaydığı elektromanyetik dalgadan etkilenebilecek bölümlerini kapattık.
Herkes görevini en iyi şekilde yapıyordu. Gemiyi acil durum moduna alarak, harekete geçtik. İlk olarak itici motor hızını arttırdık, sonra seri manevralarla meteorların etrafından jet hızıyla geçtik. Sonunda meteorlardan kurtulmuştuk. Akşama doğru Mars’a indik. Fakat akşam olduğu için uyuduk. Sabah saat 07.00’de kalkıp uzay kıyafetlerimizi giydik. Bu kıyafetler nefes almamıza ve oradaki şartlara uyum sağlamamıza yarıyorlardı. DEVAMI YARIN