Sabah ezanla gözlerimi açtım. Huzurlu ve dinç bir şekilde kalktım. Abdest namaz, kahvaltı, tıraş vb. derken işe gitmek için dışarı çıktım. Hava çok güzeldi. Haftanın ilk günüydü. Okula gitmek için otobüs durağına ilerledim. Öğrencilerimle güzel bir hafta geçirecektim. Az sonra otobüs geldi. Kapı açıldı. Şoför gülümseyerek "hoş geldiniz" diyordu. İyi günler diyerek boş bir koltuğa oturdum. Herkesin gözünde mutluluk vardı. Ayakta yolcu yoktu. İçerisi mis gibi kokuyordu. Şoför inecek olmayınca her durakta durmuyordu. İnen olduğunda inen sayısı kadar yolcu biniyor. Diğer yolcular nezaket ve sabır içinde bir sonraki aracı bekliyordu. İneceğim durakta otobüs dikkatlice durağa yaklaştı. Kapı açıldı. Şoföre "hayırlı yolculuklar" dileğiyle indim. Diğer yolcular da "güle güle, hayırlı işler" demişti ardımdan. Okula yürürken yol boyu insanlar ne kadar mutluydu. Öğrenciler okul çantalarıyla nasıl da edepli birer çocuktu. Esnafın dükkân önleri nasıl da temiz ve düzenliydi. Yeşilliklerle donatılmış kaldırımdan ilerleyip okul ve öğrencilerime ulaşmıştım... ..... Cep telefonumun alarm ziliyle yataktan fırladım. Ufff amma da uyumuşum... Şimdi sabah sabah bunca iş, bunca yol çekilir mi ya? Kendimi çok yorgun hissediyordum. Kalkıp abdest için lavaboya gittiğimde, aynada yorgun ve bitkin bir öğretmen görünüyordum. Hazırlanıp dışarı çıktım. Hava sıcaktı. Hızlı adımlarla otobüs durağına vardım. Durak çok kalabalıktı. Otobüs geldiğinde herkes tıklım tıklım otobüse hücum ediyordu. Çünkü bir sonraki gelen de öyle olacaktı. Hiç olmazsa işe geç kalmamalıydı. Genç yaşlı, kadın-erkek demeden birbirini ezercesine ite-kaka içeri doluştuk. Şoför hayvan azarlar gibi bağırıyordu ara sıra: -Kapılara yaslanmayın beyler. Bir adım daha... İçerideki yolcunun yüzlerinde bıkkınlık. Herkes birbirine yapışık halde... Ama kimse kimseyle bir kelime etmiyor. Ne gencin yaşlıya, ne erkeğin kadına nezaket ve yer vermesi söz konusu... Her durakta sanki otobüs boş gibi yeniden durma ve yolcu alma işkencesi. Trafik ayrı bir yoğun... İçerisi havasız. Koku insanın midesini bulandıran cinsten... İneceğim durakta kendim inerken neredeyse ceketim otobüste kalacak derecede kendimi zor zahmet dışarı atıyorum. Bakımsız kaldırımlarda mutsuz insanlar. Ellerinde kitap ağızlarında derbi maçı birbirini itip kakan öğrencilerin argolu şakalaşmaları. Sabah uyanmadan önceki rüyamı hatırladım. Medeniyet neydi acaba? Yoksa medeniyet bir rüya mıydı? Tamer Maden-İstanbul Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00