İnsanın elini, yüzünü pek de kibar silmeyen kâğıt mendiller yaygın kullanılmadan evvel ipek ya da pamuk kumaştan üretilmiş beyaz üzerinde uzun ve genişçe tasarlanmış pastel çizgileri olan kare şeklinde mendillerimiz vardı. Ağlayınca gözlerimizi, yanaklarımızdan çenemize akan gözyaşlarımızı silerdik. Gülünce yaşaran gözlerimizi, terleyince sulanan alnımızı, ensemizi ve boynumuzu silerken cildimizi okşayan yumuşacık mendiller… Ağlayınca elimiz ceketimizin sol iç cebine gider, gülünce aynı yerde, kalbimizin üstündeki mendilin konumuna giderdi.
Ayrılıkların ciğeri yakan duyguları mendille ifade edilirdi. Tren acı acı düdüğünü öttürüp yavaşça hareket edince pencereden sarkan kolların ucunda sallanan mendiller, onu uğurlayanların trene karşı dalgalandırdıkları mendiller…
Mendil türküleri kültürümüzde geniş yere sahip. “Mendili eline, mendil verdim geline”, “Mendilinde gül oya, gülmedim doya doya”, “İpek mendil dane dane” gibi nice türkülerimiz var.
Çocukluğumuzda mendil oyunları oynardık: “Mendil kimde”, “Mendil kapmaca”, “Aba alması”, “Arpa çarpa”, “Yağ satarım, bal satarım” …
Erkek sevdiğinden ayrılırken mendil, kız ise başörtüsü verirdi. Birbirlerinin kokusunu bu nadide yadigârlar ile ömür boyu saklarlar, onlarla coşup onlarla teselli bulurlardı. Bütün bunları bir kâğıt mendille yapabilir misiniz? Ya da kâğıttan yapılmış bir nesneye “mendil” denilebilir mi? Belki bunlara hijyen materyali dense yeri vardır.
Mendil asla kuru bir kumaş parçası değildir. Onlar bazen sevincin bazen hüznün duygularıyla dolarlar. Cebimizde katlı duran o bez parçası aslında en dergin duyguları taşıyan ve kendileriyle konuşup dertleştiğimiz nadide kumaş parçalarıdır.
“Öyle sarih öyle net konuşur ki bir mendil/Daha açık konuşamaz ne dudak ne de bir dil.”
***
Necati Yazıcı Ağabey gazetenin güvenlik müdürü idi. Cebinde her zaman uçuk mavi şeritleri olan bembeyaz mendil bulundururdu. O gün şirket binasına dışarıdan tasallut eden bir güruhtan dolayı acele ile evinden çıkarken değiştiği yeni elbiseyi giyerken mendilini dünkü ceketinin cebinde unutmuştu. Gazete binasının güvenliğini temin edip ekibi ilgili yerlere yerleştirdikten sonra odasına geçti. Biraz sonra telefonu çaldı... DEVAMI YARIN