Merdivenlerim

A -
A +

“Ağır ağır çıkacaksın diyen şaire pek aldıran olmuyor sağlam bastığın zamanlarda...”

 

 

 

İkişer üçer tırmandıklarımı, dörder beşer atlayıp neşeli bir dağ keçisi gibi inerdim.

 

HP Lisesinin merdivenlerinden sahanlıklara gümmm diye atlayıp, tırabzanları kökünden zangırdatarak, hocaların yavaaaaşşş diye bağırmasına aldırmadan.

 

Şimdi acemi bir panda ergeni gibi dikkatle ve rastgele sızıların cazırdattığı dizlerime hayretle söverek çıkıp, iniyorum.

 

Merdivenlerle yükselen insan yine onlarla irtifa kaybediyor hayatta. Ağır ağır çıkacaksın diyen şaire aldıran olmuyor sağlam bastığın zamanlarda.

 

Benim sevdiğim söz ise başka,

 

“Çıkarken gördüklerini inerken yine göreceksin” ki çok doğrudur. İnsanlara iyi davranmakla ilgilidir.

 

Kalp yetmezliği geldiğinde beş on adımda bir beklemek ve vites değiştirmek zorunda kalan babamı yavaşça iterdim sırtından. Yükünü aldığını söylerdi, “Hadi aslanım bir el at bakalım” derdi gülerek apartmanı çıkarken. Anneannemin evinin merdivenleri geniş, ahşap, fevkani süslü, tırabzan başları oymalıydı. Üst kattan inerken anasını ağlatırdım yüz yıllık basamakların.

 

Gazetecilik yıllarında Sultanahmet Camii'nin minaresine çıkmıştım. Özel izinle fotoğraf çekiyordum. Döne döne tırmanılan, inerken başınızı döndüren dar bir sarmal. Belki duymamışsınızdır, kale merdivenleri de öyledir.

 

Sağa kıvrımlıdır devamlı. Ekseriyet kılıç tutan elin sağ olduğu kabul edildiğinden çalışmaz hâle getirmek istemişlerdir olası işgalcileri.

 

İstanbul'un boyalı merdivenlerini severim, İzmir'de de vardır onlardan. Yükseldikçe denizi görürsünüz her basamakta bu iki şehirde de. Her bir adımında ayrı şiir mısraları fısıldarlar bazıları. Yaşlı şairlerin soluk soluğa bitişlerini hatırlatır yorgun anılara.

 

Geceleri karanlık adım sesleriyle tekinsiz, sabahın ilk ışıklarıyla bir kedinin edepsizce yalanıp gerindiği merdivenler. Ağaçların yapraklarıyla bezenen gölgeleriyle serinleyen, yorarken mutlandıran sokak arası şahitleri.

 

Basılan yerleri kavislenmiş, uçları kırık dişler gibi sırıtan, malta ve küfeki taşlarından, kayraklardan, traverten ve bazalt taşlardan merdivenler.

 

Ermeni Rum ve Arnavut ustaların ter akıttıkları yükselen ruhlar requem'i. Hocaların ''yavaaaşşş'' demelerine aldırmadan ikişer üçer tırmandıklarımı, dörder beşer atlaya atlaya aykırı bir dağ keçisi gibi...

 

     Hakan Kınay

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.