Dolandırıcı mı müşteri mi anlayamadığım kimseyle yaptığım alışverişi anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Bir gün sonra aldığı malın daha Serik ilçesine götürülmeden Antalya'da satıldığını öğrendik. Belli ki, dolandırılmıştık. Birkaç gün sonra konuşmak üzere bulunduğu ilçeye gittim. Onun eşinin hemşehrim olduğunu, aramızda belki hısımlık bile olabileceğini öğrendim. Ve adamı bir kahvede kumar oynarken buldum. Oyunu bırakıp yanıma geldi ve benden özür diledi.
Ben biraz ümitlenmiştim. Bundan dolayı borcunu ne zaman ödeyeceği sorusunu sorma cesaretinde bulundum. Bana, pişkin bir ifadeyle:
"Ben dolandırıcılık yapan onurlu bir meslek(!) sahibiyim borcumu ödeyerek mesleğime leke süremem" demesin mi?
Şaşıp kalmıştım. Şimdi düşünüyorum da bugün bile böyle bir yüzsüzlükte pek kolay kimse bulunamaz.
Konuşmasının ardından bana tekrar alacağımı isteyip istemediğimi sordu. Ben, ümitsizce "evet, istiyorum" diye başımı sallayınca, o da hiç sıkılmadan:
"Üç yüz bin liralık bir çek verdiğin takdirde sana Adana'dan on tane sığır getiririm" diyerek arsızlığına devam etti.
Tabii ki bu teklifi kabul edemezdim. O kadar da enayi değildik yani! Üstelik "Üç milyon liralık bir çek verdiğin takdirde, İzmir'den sana bir un fabrikası alıp getiririm" diyerek yeni bir teklifte daha bulunmasın mı? Pes doğrusu!
Masadan kalkmaktan başka çarem yoktu. Onun niyeti, bizi daha çok dolandırmak olmalı ki beni masaya tekrar oturttu ve bana birbirinden ilginç, hatta hayret edilecek nice dolandırıcılık anıları anlattı.
Alacağımı alamadım bari onun bir anısı kulağa küpe olması anlamında işe yarasın diye buraya aktarmayı uygun gördüm. Bu hatırayı yazmamın sebebi sadece ilginç olması değil, aynı zamanda gerçek olduğunu tanıklara doğrulatmamdır. Asıl amacım ise onun anısını başkalarıyla paylaşmak ve gelecek kuşaklara ülkenin hangi aşamalardan geçtiğini aktarmaktır. Dinleyelim:
Bizim dolandırıcı bir gün Antalya Gebiz’in bir köyüne gider. Orada, bir köylüyle pazarlık yaparak, üç inek satın alır. Günlerden pazar olduğu için yanına para almadığını söyleyerek, köylüye o zamanın parasıyla yetmiş beş bin liralık senet verir... DEVAMI YARIN