Millete ağız eğmeyeyim diye!

A -
A +

Diş hekimi adam, avukat eşine açıklama getiriyor sonunda: -Tatlım sakın yanlış anlama. Hani siyasete girme kararımız vardı biliyorsun. Çok sevinmiştin sen de. O bakımdan bir miktar para harcamam gerekmişti. Sağa sola aidattır, harç parasıdır şudur budur para istemişlerdi... -Eee? -Biliyorsun siyasette aday olamadık. Dolayısıyla harcamamızın da bir şekilde finanse edilmesi gerekiyordu. Sağdan soldan borç istemek gücüme gitti. Bankadan kredi çekmek ise hem riskliydi hem sen de bilirsin ki faizi ikimiz de istemezdik. Düşündüm, takılarını istesem evet belki verirdin ama üzülürdün... Dedim ki kendi kendime: -Nasıl olsa eşimin böylesi bir takı merakı yok. Ne zamandan beri de bu takılar kutusunda duruyor. Ben bunları bozdurup borçtan kurtulurum. En kısa zamanda da yenisini alır getirir yerine bırakırım. Ama ne enteresan ki daha bir ay geçmeden bu takıları takmak istedin. Hiç aklıma gelmezdi hiç. Bu açıklama avukat hanımı çılgına döndürmeye yetiyor. -Vay sen benim takılarımı benden habersiz nasıl götürür de satarsın? Bunu nasıl yaparsın. Sen hırsızsın... Sen benim altınlarımı çalan hırsızsın... -Ya hanım, tamam bir hata ettim ama biliyorsun bu altınlar bizim zaten. Millete ağız eğmeyeyim diye... -Vay utanmaz. Bir de küstahlaşıyor... Defol git gözüm görmesin. Bir daha yüzünü görmek istemiyorum. Avukat hanım sinir krizlerinden sonra ailesini arayıp derhal gelmelerini ve kendilerini almalarını istiyor. Aile de apar topar geliyor. Bir anlık öfke ve üzüntü sebebiyle çocuklarını da alarak doğru baba evine gidiyor. -Aman Allah'ım... On yıllık evlilik bir takı sebebiyle öyle mi? -Evet maalesef... Bir de avukat olması ve prosedürü bilmesi sebebiyle derhal mahkemeye başvuruyor. Ayrılmak ve çocuklarının velayetini kendi üzerine almak için... Bu kez diş hekimi kocası şaşırıp kalıyor... Diyor ki kendi kendine... "Yahu benim yaptığım yanlış olabilir ama buna böyle mi tepki gösterilir? Çalmadım çırpmadım. Kendimizin tasarrufunu dar günümde kullandım. Üzülmesin diye haber vermemiştim. Demek üç dört bilezik kadar yanında kıymetim yokmuş be... Demek bu evlilik bu kadar pamuk ipliğine bağlıymış..." Ve diyor ki adam, "madem beni böyle değerlendiriyorsun. Madem senin için takılar benden önemli. Tamam... Bunları en kısa zamanda ödeyeceğim. Ama artık ben de senin hayatında yokum." İşte böyle... Her şeyleri vardı. Birbirlerine "tatlım, hayatım" diye seslenirlerdi. Hukuk bürosundan ayrılırken ne diyeceğimi bilemedim... Bahar Türkmen-Ankara -------- Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.