“Bugüne kadar hiç kimse buraya gelip de bu şekilde milletin derdine sahip çıkmamıştı...”
Adilcevaz’da görev yaptığım yıllarda yaşadığım hatıramı anlatmaya devam ediyorum...
İki saatten beri köy yollarını açmak için karayolları araçlarından rica etmek için dil döktüğüm dönemin Van Karayolları Bölge Müdürü bir ara yumruğunu kaldırıp masaya vurarak “Bir dakika Kaymakam Bey sana hayır demeyeceğim. Korkuyorsun değil mi ağzımdan 'hayır' kelimesi çıkacak diye!" Ben de “Evet Efendim 'hayır çıkmasın' dedim." O da “Tamam ağzımdan hayır çıkmıyor. Sana önce bir şey söyleyeceğim. Sonra ‘evet’, ‘hayır’ı konuşuruz. Bak Kaymakam Bey! İki saati aşkındır nasıl çırpınıyorsun, nasıl anlatıyorsun. Daldan dala konuyor beni ikna etmeye çalışıyorsun. Bir şey dikkatimi çekti. Genç dinamik ve idealist bir idareci tipi çizdin karşımda. Bir taraftan beni konuşturmadığın için sana kızdım bir taraftan da seni takdir ettim. Milletin işini nasıl önemsiyorsun. Onlar için nasıl çabalıyorsun. Bugüne kadar hiç kimse buraya gelip bu şekilde sorununa sahip çıkmamıştı. Hiç kimse ısrarla köy yolunu açmayı savunmamıştı. Bu güzel ve anlamlı davranışın için hiç kimseye yapmadığım jesti sana yapacağım. Malazgirt Şube Şefinin emrindeki karla mücadele ekibinin tamamını bir gün senin emrine vereceğim. Hangi köy yolunu önemsiyorsan oradan başla. Bir günde ne kadar yol açabiliyorsan o kadar aç. Bunu da senin inancın gayretin ve çaban için yapıyorum. Haydi güle güle git. Ben şimdi Malazgirt Şubesini arayacağım ve talimatı vereceğim” dedi.
Baktım benim estağfirullah dememe rağmen beni yolcu etmek için arabaya kadar geldi. Yolcu ederken sarıldık kucaklaştık. Bir günlük de olsa araçların iznini almıştık. Bu başarı, taktik, gayret ve samimi inancımın sonucuydu.
Heyecanla ilçeye döndüm. Malazgirt Şube Şefini aradım hemen. Şef beni kutladı. Bir saat olsa yeter derken bir gün izin verdi. "Ben de sözümde duruyorum. Madem köy yollarını açacağız birlikte bir plan yapalım. Bu nedenle yarın sabah Süphan Bakımevinde buluşalım" dedi.
Ertesi sabah Süphan Bakımevinde buluştuk. Öncelikle büyük köylerden başlayacaktık. Sabahleyin erkenden araçlar Göldüzü Bucağının yoluna girdi. Önde bulunan araç yer yer üç metreyi bulan karın önemli bir kısmını sağa sola savuruyor arkasından da iki greyder karları sıyırıyordu. DEVAMI YARIN