Ne oldu sana böyle?

A -
A +

-Şaşkınlık içerisindeyim dostum. Günlerdir gözüme uyku girmiyor. Gözlerimin önündeki görüntüyü bir türlü silip atamıyorum, diye dertlerdi arkadaşım Yavuz...

 

-Seni bu kadar şaşırtan telaşa düşüren ne olabilir ki? Sevdiğin bir eşin, çocukların, torunların, evin, araban var. Daha ne olsun? dedim.

 

-Sen öyle bil. Benim yaşadıklarım pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Yaşadıklarımı anlatsam roman yazılır. Yıllarca süren diziler çekilir.

 

-Nedir seni bu kadar efkârlandıran anlat bakalım?

 

-Hatırlarsın gençlik yıllarımı işte... Hani Aysun ile evlenmeden önce bir zalimi sevmiştim.

 

-Ha neydi o kızın adı?

 

-Handan... Ah o Handan... O’nun, o zalimin kul köle oyuncağı olmuştum. Ama ne yaparsam yapayım, o beni hiç sevmedi. Günümüzün söyleyişi ile “heyecan duymayı seviyor bu gönül hiç sonuç almasa da” şarkısı gibi... Tek kişilik aşktı benimkisi. Yılmadım, o kovdukça ben kapısını çaldım. O kaçtıkça ben kovaladım. Ne yaptım ettiysem onun kalbine giremedim.

 

Tam on yılımı uğruna feda ettim. Onun yüzünden ne gözyaşları döktüm bir bilsen... Ne geceler uykusuz kaldım... Genç yaşta ihtiyar oldum dedikleri gibi saçım sakalım ağardı. Evlere sığamaz oldum, derbeder oldum, mahalleye madara oldum, eğlence oldum. Kolay değildi kötüydü kâbustu onun peşinden koştuğum yıllar.

 

Derin bir ah çekti... Ben teselli etmek üzere dedim ki:

 

-Ama şimdi çok mutlusun. Herkes sizi kıskanıyor. Seni gören ‘dünyanın en mutlu en neşeli insanı’ der. Hiçbir kötü alışkanlığın yok. Yanına yaklaşmıyorsun. Abdestinde namazında birisin. Bunca acıdan sonra bunu nasıl başarabildin? Nasıl bu kadar mutlu olabildin? Dedim.

 

-Aysun tabii ki Aysun sayesinde dostum. Aysun beni bu kâbustan acılar denizinden çıkarıp alıverdi. Onunla evlilik bana ilaç gibi geldi... Geçmiş yaralarıma merhem oldu bu evlilik... Hatta hiç unutmam zannettiğim geçmişimi unuttum. Benim tek zenginliğim servetim vardı, eşim, sevgili eşim Aysun. Onunla iyi ki tanışmışım. İyi ki karşıma o çıkmış diyorum. O bir iyilik timsalidir. O benim hayatıma yaşama sevincidir... Şayet eşimle tanışmamış olsaydım kim bilir belki de kahrımdan ölürdüm.

 

-Allah mutluluğunuzu bozmasın dostum. Hep mutlu ol amma son zamanlarda durgun sular gibisin. Eski hâlinden eser kalmamış gibi... Hayırdır ne oldu sana böyle? DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.