Ne olduysa, o anda oldu!..

A -
A +

Yıllar önce bir Arnavutluk ziyaretimde yaşadığım enteresan hatırayı anlatmak istiyorum...

 

Yanımızda bulunan bir rehber ve Arnavut yetkililerle tarihî ve turistik yerleri geziyorduk... Öğleden sonra birkaç tarihî yapıyı gezmeyi planlamışlardı... Hem oralar hakkında bilgi alıyor hem de fotoğraf çekiyordum... Niçin oradaydım? Tabii resmî bir görevle birkaç günlüğüne orada bulunuyordum. Tarihî ve turistik yerleri gezecekken belki müsait bir yer bulamam diye abdestimi önceden almıştım. İyi ki öyle yapmışım. Çünkü, hâlden anlamayan yetkililere rica edip de “şurada bir abdest alayım” dememe imkân olmazdı...

 

Ne rehber ne oranın görevlileri ne yanımdaki arkadaş ibadetle ilgiliydi... Kimi bilmiyor kimi o şuurda yaşamıyordu... Ben de onlara kendi hâlimi bildirmek istemiyordum. Çünkü, Müslümana karşı nasıl bir tavır alacaklarını bilmiyordum... Derken vakit ilerlemiş ve ikindi saati gelmişti... Benim asıl sıkıntım o zaman başladı...

 

Namazımı, oradakilerin dikkatini çekmeden nasıl kılacaktım? Abdestim vardı ama namaz kılabileceğim uygun bir yer yoktu... İçim sıkılmaya başladı. “Allah’ım sen bana yardım et” diye dua etmeye başladım. Vakit de bir hayli daralmıştı.

 

O sırada uzaktan bir cami minaresi gördüm... Rehbere ‘sanki merak ediyormuş’ gibi sordum:

 

-Şu minaresi gözüken yer cami mi?

 

Rehber orasının eskiden cami olduğunu yıllardır kimsenin ibadet etmediğini, terk edilmiş bir mabet olduğunu söyledi...

 

Bu konuşma üzerine bir kez daha kahroldum... “Ben yine de oraya bir bakmak istiyorum” dedim... O mabede doğru yöneldik... Eski bir Osmanlı eseriydi... Rehber bana ve heyete bir şeyler söylüyordu ama ben namazı nasıl kılacağımı hesaplıyordum...

 

İşte ne olduysa o anda oldu... İçlerinden biri dedi ki:

 

“Bu namaz dedikleri nasıl bir ibadet... Bileniniz varsa bize de gösterebilir mi?”

 

Hemen “ben biliyorum” dedim... Dışımdan onlara tarif ediyormuş gibi gözüksem de içimden namaza niyet ederek durdum. Zaten seferî olduğum için iki rekât ile namazımı eda edebiliyordum.

 

Namaz bittikten sonra ayağa kalktım. Gülümseyerek “işte böyle kılınıyor” dedim. O insanların hatırına o namaz merakı nasıl gelmişti? Ben de o kıldığım ikindi namazımı hiç unutamıyorum... Çok şükür şimdi o yerlerde birçok metruk cami TİKA tarafından yaptırıldı... Emeği geçenlerden Rabbim razı olsun...

 

Latif Göze-İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.