Boyu belki bir buçuk metre... Belki 1.30... Küçülmüş de küçülmüş, Maviş Teyze. Annemin oda arkadaşı... Nerede yaşadıklarını soracaksınız. Anlatması biraz zor... Fakat beni ayıplasanız da yazmalıyım... Duygular saçılmıştır öteye beriye. Yorgunluk çivilemiştir bedenlerini bir yatağa. Zaman yorgundur bazıları için. Bazıları için yeni başlar... Aldıkları nefesin pek tadı kalmamıştır gönüllerinde. İşte hâlâ bir fırsat vardır kendileri için... Son nefes... Kıymetlidir, sevgiliye kavuşmak için... Şaşılacak şeydir. Ne kadar kreş varsa o kadar huzurevi vardır bu memlekette... Anneanneler babaanneler huzurevlerinde olunca bebekler de ana kucağında değil kreşlerde büyüyor... Çalışan ve çalıştıran dünya böyle bir kural getiriyor çoğunluk yuvalarımıza... Anlatacaklarım yaşlıların şehrinde başlar. Annesine hayırlı bir evlat olamayan bir adamın ağzından... Cenab-ı Hak bağışlasın beni. Yıllar önce annem, yanımızdan kısa bir süreliğine ayrılmış, hatıralarla dolu evimize gitmişti. Ankara'ya... Bir müddet orada hasret giderip gelmesine yakın telefonla bizi aramış döneceğini söylemişti... Ama nasıl bir dönüşse bu? -Evladım! -Buyur anneciğim. -Oğlum resmî kurumlara başvuru yaptım. Beni kabul ettiler... -Ne kurumu anne? Ne başvurusu? Anlayamadım? -Oğlum ben huzurevine yazıldım... -Anne sen ne yaptın? Şaka mı diyorsun? Bize hiç sormadan! -Aman ne soracağım. Kimseye bu yaşta yük olamam. Hem orada akranlarım var. -Olmaz anne olmaz, seni bırakmayız! -Hadi canım, niye olmazmış? Hem çok güzel bir yermiş orası. Emekli Sandığına bağlı... -Bak anacığım sen gidersen biz çok üzülürüz. Hem el âlem ne der? -Aldırma oğlum. Sığamadık işte 5 evlattan birine. Sakın engel olma. Ben kararımı verdim. -Anne nasıl karar bu ya. Bak kan beynime çıktı şimdi! Sen Ankara'da biz burada... -Ankara değil güzel oğlum. Ankara değil. Dibinizdeyim işte. İzmir'de... Narlıdere'de Artık vazgeçirmek mümkün olmayacaktı annemizi. Kalacağı yer Avrupa'nın en iyi tesisiydi... Huzurevi değil sanki tatil köyüydü... Bir yeşilliğin tepesinde kurulmuş. Körfezi âdeta ayakları altına sermiş... Her iki sakini için neredeyse bir hizmetli personel düşüyor. Beş yıldızlı bir motelden ötedir sanki... Annemi oraya yerleştirmek mecburiyetinde kaldık... Üzgün mü üzgünüz elbet... Fakat yapılacak bir şey yok. Artık her hafta sonu ziyaretine gitmeye çalışıyorduk. İşte Maviş Teyze'yi de ilk defa annemi ziyarete gittiğimde gördüm. Huzurevinde... Annemin oda arkadaşıydı... (Devamı yarın) Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00