Nefsim zevkten dört köşeydi

A -
A +

Beni Antalya'ya davet eden avukatım hanım ile hava limanında buluştuk. Onu hiç bu kadar alımlı görmemiştim. Ben de ondan aşağı kalır değildim. Kılık kıyafetim jilet gibiydi... Uçağa ilk çağrıyla birlikte aprondan içeri geçtik. O geçişle birlikte hanım ve çocuklarım geldi gözümün önüne... Avukat hanım şen şakrak sözlerle tatil havasına çoktan girmişti... Uçağa geçip kurulduk. Ama içimdeki sevinç ve heyecan gittikçe azalıyor, üzüntü ve pişmanlık duygusu gittikçe çoğalıyordu. Ne kadar kendimi sevinç moduna almak istesem de yapamıyordum. Midesinde bulantı başlayan kimse gibiydim. Pişmanlık zaman zaman yüzüme yansıyor, yanımda ağzı kulaklarına varan avukat hanım da fark ediyordu: -Neyin var şekerim? Uçağa son çağrı yapılıyordu... Yüreğimde pişmanlık dalgası kabardıkça kabarmıştı. Yapamayacaktım. Aileme ihanet edemezdim. Kravat boğazımı sıkmaya başlamıştı. Pişmanlığın bardağı taşırdığı an fırladım. -Benim unuttuğum bir şey var, derhal inmeliyim. Kaçarcasına uçaktan aşağı kendimi attım. Avukat hanım ardımdan baka kalmıştı. Benim bu hareketim bir anda hava alanını alarma geçirmeye yetmişti. İşte bunu düşünmemiştim. Beni yakaladılar. Yetkilileri bu yaptığım çılgınlığın neden ve niçin olduğunu soruyordu. Elimde silah olsa resmen terörist sayılacaktım. Uçağın kalkışı ertelenmiş ben sorgulanmaya başlamıştım. Bu ne demek oluyordu? Yeni bir terör çeşidi miydi? Uçağa bir şey bırakıp da kaçan bir terörist miydim? Ya da Fransa'dan herhangi bir kurumu kandırmak için pasaportuma girdi - çıktı mührü vurulsun diye hava limanını mı kullanmıştım? "Hayır hiçbiri değil. Ben sadece çapkınlığa gidecek bir zavallıydım. Eşim ve çocuklarım aklıma geldi. Vicdanen rahatsız oldum. Pişman oldum. Vazgeçtim" diyemiyordum. O an, Allah'tan bir başka uçakla yolculuk yapmak üzere hava limanında bulunan ve beni sektörden tanıyan bir başka iş hanımı hemen devreye girdi: -Ben bu beyefendiyi tanıyorum, dedi. Firmamı ve mesleğimi söyledi. Öyle herhangi bir sorumsuzluğumun olamayacağına adeta kefil oldu. Kılık kıyafetime ve bilgisayardan kimlik bilgilerimi sorguladıktan sonra "çağırılınca gitmek ve ikinci bir emre kadar şehri terk etmemek üzere" beni salıverdiler. Daha yarım saat oldu büroma geleli. Uçak kalktı mı? Avukat hanım ne yaptı, bilmiyorum. Eşim beni şu anda Antalya'da zannediyor. Ben ise, pişmanlığım sebebiyle eve döneceğim ama bu kez hanıma ne söyleyeceğim onu düşünüyorum, diyordu. Rumuz: "Arkadaşım" - Fransa > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.