Mehmet Oruç Abiyle 1980'li yıllardan beri ailecek tanışırdık. O yıllarda, kendisi İstanbul Fatih İlçesi Atikali Sağlık Ocağı'nda idari hizmette çalışıyordu. Hey gidi günler hey... Evlilik hazırlığındaydım. Şimdiki evlenme işlemleri nasıl oluyor bilmiyorum. Ama o yıllarda resmî muamele [işlem] tarihi almak için "Sağlık Raporu" gerekiyordu. -Nereden alacağız? -Sağlık ocaklarından da olur. Kendi kendime düşünüyorum: "Bu bir formalite olduğuna göre... Mehmet Oruç Abi de Atikali Sağlık Ocağı'nda olduğuna göre... İşlem tamam demektir..." Sen öyle san... Sanki nişanlın ha deyince senin emrinde... Bir haber aldım ki nişanlım Erzurum'a gitmiş. -Nasıl olur? -Ne bileyim ben? Ana babasıyla birlikte gitmişler. Ne vakit gelecekleri belli değil. Ama bu resmi evrak... Birinin günü geçince hepsi zincirleme karışacak. Durumu yana yakıla anlattım Mehmet Abiye: -Abi, beni tanıyorsun. Nişanlımı da... -Hayırdır ne oldu? -Belediyeden resmî işlem için gün almamız gerekiyor. Onun için de sağlık raporu gerekiyor. Sağlık raporu için nişanlımla gelmemiz gerekiyor. -E tamam biliyorum. -Bilmediğin bir şey var abi. Nişanlım aniden ailesiyle Erzurum'a gitmiş. -Ne olacak şimdi? -Acaba diyorum, yarın sağlık ocağına gelsem, bana orada nişanlı olduğuma dair referans olur musun? -Hele bir gel de bakarız... -Sağ ol Abi. Çok teşekkür ederim. "O hele bir uğra!" dedi ya, kesin halleder... Çünkü halledemeyeceği durum olsaydı "olmaz" derdi. Biraz sevinç, biraz telaş... Ama en çok da "Ya yine bir aksilik olursa" endişesiyle sağlık ocağına gittim: -İyi günler... Mehmet Oruç Bey ile görüşecektim. -Dış göreve gitti. Bak sen şu işe ya... O zamanlar cep telefonu ne gezer... Ara ki bulasın Mehmet Abiyi... Ne yapacağız peki? Sağa bakındım, sola bakındım. Uf, puf... Derken cesaret geldi içime: "Geldin madem buraya kadar. Geri gitme... Gir doktorun odasına. Anlat durumu. Mehmet Abiyi tanıdığını da söylersin" Doktorun kapısı açık. Adam makine gibi... Formaliteye imza atıyor çünkü... Ben ağzımı açamadan: -Evraklarını ver, dedi. Evrakları uzattım. "Şey nişanlım Erzurum'da" diyecekken sordu: -Nişanlından da bu güzel kız mı? Gösterdiği tarafa baktım. Aman Allah'ım ne göreyim... Nişanlıma benzer, ama ondan daha güzel bir kızcağız arkamda durmuyor mu? Ağzım açık kaldı, dilim tutuldu. Robot gibi olmuştum: "Hayır bu benim nişanlım değil, tanımıyorum" diyemeden doktor evrakları makine gibi imzalayıp çoktan bana uzatmıştı bile... Yine hiç ağzımı açamadan evrakları alıp çıktım. Rahmetli o kadar iyi niyetliydi ki sanki Sağlık Ocağında olmamasına rağmen bana verdiği sözü yerine getirmiş, gıyaben destek olmuş evliliğime vesile olmuştu. O evlilikten şimdi evlenme çağında oğlum ve kızım var. Mekanın Cennet olsun Mehmet Oruç Abi... Gazanfer Şahin-İstanbul > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00