O geceyi unutamıyorum!

A -
A +

1962 Mayısının üçüncü günü. Öğrencilerimle vedalaştım. Kızıltepe'ye gittim. Yaz tatiline Konya'ya gideceğim. O gün Milli Eğitime dilekçemi verip izne ayrıldım. Otobüs biletimi aldım. Sabah dokuzda hareket edecektim. Erken yatmaya karar verdim. O zamanlar Kızıltepe'de elektrik yoktu. Otelde iki yataklı odamda bulunan küçük masa üzerinde bir gaz lâmbası yanıyordu. Soyunup yatağıma girerken lâmbanın fitilini kıstım. Hayatta başıma gelmemişti. Dalmışım. Kendimi köyümdeki okulumda yatıyor biliyorum. Okul lojmanımın ise bir dış bir de daire kapısı var. İkisini de kilitlerdim yatarken. Kapı gıcırdayıp açıldı. İçeriye gözleri şaşı bir adam ve arkasında 7- 8 yaşlarında bir çocuk girdi. "Bunlar kilitli iki kapıyı nasıl açabilir? İn midir cin midir?!." diye bir anda eûzü besmele çekerek yorganın üzerine çıkardığım kolumla, gitmeleri için işaretler yaptım. Hiç umursamıyorlardı. "Allahü ekber, Allahü ekber" diye ezan okumaya da başladım. Adam: -Ne oluyor hemşehrim dedi, geldi gaz lâmbasının fitilini yükseltti ve dışarı çıktılar. Nice sonra oteldeki odamda olduğumu anladım. Korkmuştum. Gelen kişi öbür yatağın müşterisi olmalı, diye düşünürken otelin avlusundan da konuşmaları duydum. Adam otel sahibi Ramazan'a, bilmeden beni şikâyet ediyordu: -Ben o odada yatmam arkadaş, orada bir hoca var yorgan altında ezan okuyor. -Ya ne alakası var. O odada Boğaziye'nin öğretmeni yatıyor. -Kim olursa olsun, ben o odada yatmam arkadaş. Ertesi gün Konya'ya hareket ettim... Tatil geçti... Bir yıl sonraydı... Aynı otelin salonunda kömür sobası etrafında birkaç kişi sohbet ediyorduk. Birden kapıdan içeriye o adam girmez mi? Gözleri şaşı, kasketi de koltuğunun altında. Kendisine işaret ettim. Yanımdaki bir sandalyeye buyur ettim ve dedim ki: -Hani geçen sene şu karşıdaki odaya yatmaya gelmiştin de, yorganın altında ezan okuyan biri var diye yatmamıştın da, otelci Ramazan salonda bir yatak göstermiş de orada yatmıştın, hatırladın mı? -He ya öyle olmuştu, essah. Ama sen? -İşte o adam bendim. Yalnız şunu bilesin ki uyku sersemliğiyle bir an sizi karşımda görünce korkup paniklemiş ve eûzü besmele çekip ezan okumaya başlamıştım. Ben Büyük Boğaziye'nin muallimiyim. Sen nerelisin? -Ben Arada Köyünden Nezir, diye tanıttı kendini. Sohbette bulunduğumuz kişiler olayı anlayınca katıla katıla gülmüştü. Nezir, kimseye zararı olmayan, kendi halinde iyi bir vatandaştı. Ama hayat boyu unutamadım o geceyi ve Nezir'i... H. İbrahim Sakarya-Bursa > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.