O günlerin hayal ve hatırası...

A -
A +
"Onun sevdiğini biz de severiz. Efendi hazretlerinin bize yadigârıdır. Ona hizmet bize hizmettir..."

Enver Abi ve Habil Bey Amca ile birlikte gittiğimiz otomobil, Necip Fazıl'ın Göztepe'deki evine yaklaşınca bu eve daha önce de geldiğim için hatırlamış; burasının Necip Fazıl'ın evi olduğunu fark etmiştim...

Şoför arabadan indi zili çaldı. Biz de indik. Birlikte eve girdik. Necip Fazıl hasta yatağındaydı. Bu bir hasta ziyaretiydi...

Enver Abi, Necip Fazıl'a kendisini tanıttı... Sonra da muhterem kayınpederinin selamını söyleyip haklarını helal ettiğini ondan da helallik istediğini söylediler. Necip Fazıl çok duygulandı, çok sevindi. Helalleşme yaşandı. Habil Bey Amca da kendini tanıttı... Onunla da helalleştiler. Ve kısa süren hasta ziyaretinin ardından Necip Fazıl'ın evinden ayrıldık... İki gün sonra da vefat etti... Bu helalleşmeye şahit oldum...

Yine bir gün Cağaloğlu'nda binada iken baktım ki vişne rengi Pejo gazetenin önüne geldi. Habil Bey Amca ve büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendi Çatalçeşme Sokağa teşrif etmişlerdi. Enver Abiyi bırakıp araç Yeşilköy'e doğru devam edecekti. Enver Abi bana göz etti... Hemen arabaya yöneldim. Baktım arabada mübarek kayınpederleri... Benim geldiğimi görünce Mübarekler de arabanın camını indirdiler:

"Selamün aleyküm Lütfi Bey kardeşim. Habil Bey Amca sizi seviyor" buyurdular. "Elbette onun sevdiğini biz de severiz. Efendi Hazretlerinin bize yadigârıdır. Ona hizmet bize hizmettir..."
Habil Bey Amcanın 52 senelik dükkânıydı. İkinci katta idi. Her sabah oradan geçiyor, bir bahane ile sırf o mübarek yüzünü göreyim diye yanına gidiyordum.

Ne güzel günlerdi o günler... Yıllar sonraydı... Büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Efendi hastanedelerdi... Çok şükür orada ziyaret etmek nasip oldu. Allah o imkânı verip sebep olanlardan razı olsun. Odasına vardım. Selam verdim. Yarı oturur vaziyettelerdi:
"Ve aleykümselam Lütfi Bey. Maşallah hiç değişmemişsiniz, nerelerdesiniz kardeşim?"
"Efendim Cağaloğlu Çatalçeşme Sokak No: 17'de hayal ve hatıralarınızla yaşıyorum."
"Merak ettim doğrusu, ne hayali ne hatırası kardeşim?"

"Efendim, yıllar önceydi. Cağaloğlu'na teşrif ettiğinizde Habil Bey Amca için buyurmuştunuz ki: Habil Bey, Efendi hazretlerinin bize yadigârıdır. Ona hizmet bize hizmettir. Onun ve sizin hayal ve hatıranızla yaşıyorum..."
Çok hoşlarına gitti ve buyurdular ki:
"Habil Bey zamanın kutbu idi insanlar onu anlayamadı!.."
         Lütfi Kahraman-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.