O güzel insanın elini öptüm

A -
A +

Teyze anlatmaya devam ediyordu: "Sanki onu bana Allah göndermişti. Artık eşimi, oradakileri unutmuştum. Sadece onunla ilgilenmişim. Eşim beni çaresiz, üzgün bir şekilde izliyormuş. Çünkü zamanın sınırlı olduğunu bildiği için bu mutluluğun birazdan biteceğini ve benim çok üzüleceğimi düşünüyormuş. Çocukla yedik içtik oynadık. Yorulunca da kollarımda uyudu. Yüzüne bakmaya kıyamıyordum. Zaman geçmiş. Görevliler geldi. Çocuğu benden istediler. Uyandırmaya kıyamadım. Kollarımda, yattığı yatağa kadar götürdüm. Tam ayrılacakken uyandı. Ağlamaya başladı. Tekrar kucağıma aldım. Bu sefer sustu. Bir türlü çocuğu bırakamıyordum. Oradaki hepimiz şaşırdık. Müdüre haber verdiler. Çocuk tekrar uyuyuncaya kadar bana orada kalmama izin verdiler. Tabii bu arada bizim durumumuzu da sordular. Çocuğumuzun olmadığını, halimizin vaktimizin uygun olduğunu öğrendiler. Ahmet tekrar uyudu. Ve ben yüreğimi orada bırakarak akşama doğru, elimizde sepetlerle gözyaşlarıyla piknikten döndüm... Eve girince artık kendimi saldım. Sabaha kadar ağladım. Dua ettim. Allah'tan bu çocuğu bana evlatlık vermesini diledim. Eşim bu arada beni ikna etmeye çalışıyordu. Benim yaşım 45 idi. Onun yaşı ise 48. Bizim, çocuk büyütecek yaşta olmadığımızı yaşlandığımızı falan anlatıyordu. Bu mazeretlerle beni caydırmaya çalışıyordu. Tabii beni ikna edemedi. Eğer verirlerse çocuğu almaya o da razı oldu. Sabah ezanları okunuyordu. Telefonumuz çaldı. Açtık. Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan arıyorlardı. Çocuğu gece boyunca susturamamışlar. Benim oraya gelip gelemeyeceğimi soruyorlardı. Hemen eşimle beraber yola çıktık. Ev ile Çocuk Esirgeme'nin arası iki dakikalık yoldu. Merdivenlerden çıkarken sesini duyuyordum. Koştum. Kucağıma aldım ve bir daha hiç bırakmadım. O da beni 25 yıldır hiç bırakmadı..." Gözlerim dolmuştu. Teyzenin gözlerinin dolduğunu da oturduğum yerden görebiliyordum. Kaderin tecellisi işte. Teyze sözünü şöyle bağladı: -Hayatımız değişti evladım. Onunla günlerimiz çok mutlu geçti. Onu okuttuk. Sanat okulunu bitirdi. Askere gitti. Çalışıyor. Eşim emekli oldu. Sırf onunla daha çok ilgilenmek için... Onunla ölünceye kadar ilgilendi. Geçen yıl kaybettik eşimi. Ahmet de ben de çok üzüldük. Öleceği ana kadar "Ahmet'im oğlum" dedi hep. Eşim Allaha şükür ki düğününü görmüştü... Bu arada vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım. Minibüsümüz Büyükorhan'a gelmişti. O güzel insanın elini öptüm. Ona, çocuğuna ve gelinine mutluluklar diledim... Ramazan Günhan-Bursa > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.