"O kadar ince hesap yapma!"

A -
A +
"Herkesi bekleyen büyük mecburiyet ve sonra yaşanacak haller yazıyordu..."

Geçen sene ramazan ayındaydık... Bir arkadaşımın verdiği kitap, rafta bir sene bekledikten sonra dikkatimi çekmişti. Merak ettiğim için alıp okumaya başlamıştım... Normalde kitap okuma alışkanlığımız yoktu ama bu kitabı okumaya başladığımda beni çeken alıp götüren bir duygu yaşamaya başladım. Bu kitapta anlayamadığım anlatamadığım bir şey vardı...
Kitabı bitirdikten sonra o etkileyici cümleler içimde vicdani sorgulamalara yöneltti beni... Gönlümde tarifini yapamadığım bir merak ve diğer bir söyleyişle korku peyda oldu... Korku ve endişem içinde bulunduğum hale değil geleceğimle ilgiliydi... Ama bu gelecek bildiğimiz yarınlar değil, sonsuzluk hayatına açılan kabir hayatıyla birlikte başlayacak olan geleceğin merak ve kaygısıydı...
Elbette bir gün bir vesileyle gelecekti ölüm. Ölmeyen mi vardı dünyada? Yaşlı veya gence bakıyor muydu? Orası kesin ise bu nerede ve ne zaman geleceğini bilmediğimiz ölümden sonraya hazırlanıyor muyduk? Hazır mıydık? Şu an ne yapıyorduk? Nasıl hazırlanmalıydık?
Kitabı okuduktan sonra bu konuda içimde bir hassasiyet peyda oldu. İnanç, içimde yepyeni bir anlam kazandı...
Çünkü bu kitapta gerçekler yazıyordu. Kitabın ismi İmam-ı Gazali hazretlerinin Kıyamet ve Ahiret isimli muhteşem eseriydi. Kitabı bana veren arkadaşımı arayıp teşekkür ettim:
-Bu kitap gibi güzel dinimizi anlatan başka kitaplar da var mı? Ne yapmam gerek?
Hakikat Kitabevinin eserlerini alıp okumamı tavsiye etti. Sırayla alıp okumaya başladım.
Ben ki kitap okumayı hiç amaç edinmeyen birisi iken şimdi okudukça okuyasım geliyordu.
Otobüste, minibüste, iş yerinde belirli zaman boşluklarında fırsat buldukça sürekli bu kitapları okuma isteği geliyordu.
Ve okudukça öğrendiklerimi hayatımda uygulamaya çalışıyordum. Kitabın önerdiği hayatı yaşamaya başlayınca bizlere sunulan hayat ile bizlerin yaşaması gereken hayatın birbirine ne kadar uzak olduğunu üzülerek fark ettim.
Hayatımdaki inanılmaz değişim, çevremde de fark ediliyordu. Kimi samimi arkadaşlar ve yakın akraba büyüklerim öneride bulunmaya başladılar:
"Yahu daha yaşın kaç?" "O kadar ince düşünme!"
Bu ve benzeri sorumsuzca konuşanlara karşı haykırasım geliyordu:
"Bu kitapları hiç okudunuz mu? Okusaydınız o zaman bana hak verecektiniz!"
Ama yapamıyordum, elimden gelmiyordu... Çünkü bu kitaplarda okuyana şöyle tavsiyede bulunuluyordu: (DEVAMI YARIN)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.