O kâsede ne vardı?

A -
A +
"Her defasında, 'haydi yesenize...' diyerek bizi davet ediyordu. İştaha gelip kaşık ucuyla tattım."

Sokağın ortasında durup bir müddet etrafına bakındıktan sonra çat kapı yapacağı eve doğru ilerlerdi. Çoğunlukla avludaki ağaç dalına oturup onu kişifleyerek yani gizlice izleyerek havadisleri anneme anlatırdım. O gün elinde büyükçe bir kâseyle hiç tereddütsüz bize doğru yürümeye başladı.
"Anne Zeynep Teyze bize geliyor!"
"Gelsin kızım..."
"Bize ikram getiriyor!"
Annem görgüsüzlüğüme öfkelenerek, "sus bakim! Duyarsa ayıp olur" dedi.
Şaşırmıştım. Zeynep Teyzenin eli dolu gelmesi olağan dışı bir durumdu çünkü. Ağaç dalından, kâsedekini süzerek ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir anda yere hopladım. Daldan tepesine ceviz düşer gibi bağırdı.
Sonra terliğini çıkarıp bana fırlattı. Ansızın önüne hoplayıp onun yüreğini ağzına getirmekten zevk alırdım. Soğuk şakalarıma bir türlü alışamamış olduğundan her defasında hafif derecede sinir krizi geçirip dakikalarca bana söylenirdi.
"Hatice, bu kızın bir gün tepeme düşüp beni öldürecek. Kız çocuğunun ağaçta ne işi var? İki şamar patlat da çıkmasın bir daha!"
Annemin öfkesini körükler, onun bana kızmasını sağlardı. Azar işittikçe, Zeynep Teyzenin bir sonraki şakasını intikamla hazırlardım.
"Kusura bakma Zeynep Teyze, buyur soluklan biraz..." dedi annem. Mindere oturup kâseyi yanına bıraktı. Çatık kaşlarıyla bana bakarak:
"İki üç kaşıkla biraz da toz şeker getir" dedi.
Annem kâsedekinin ne olduğunu anlayamamıştı.
"O nedir Zeynep Teyze?"
"Size çekilmiş haşhaş getirdim..."
"Sağ olasın... Sofradan yeni kalkmıştık, sonra yesek daha iyi olur."
İsmini tanıdığı fakat cismini ilk defa gördüğü haşhaştan tedirgin olmuştu. Annem tokluğu bahane edip ondan uzak durmaya çalışsa da Zeynep Teyze teklifte ısrarlıydı.
"Hiçbir şey olmaz. Tok karnına yemek daha iyi..."
Annemin işmarı üzerine Zeynep Teyzenin istediklerini getirdim. Şekeri haşhaşa boca edip kaşığı eline aldı. O'nu bir müddet izledik. Her defasında, "haydi yesenize..." diyerek bizi davet ediyordu. İştaha gelip kaşık ucuyla tattım. Lezzeti çekiciydi. Annem de beğenmişti ama kaçamak sigara içenler gibi her lokmada etrafı göz ucuyla kolaçan ediyordu.
Haşhaşı yerken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Zeynep Teyze annemin telaffuz ettiği sözleri espri olarak algılıyor, aheste cümlelerini laubali gülüşlerle tamamlıyordu. Devamı yarın
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.