"Hayırlı olsun" deyip daha baştan hizmet şevkimi kırmışlardı. Ne yapabilirim ki ailem bu zihniyete sahipti ve benliğimi bulana kadar mücadele azmiyle dolu olan kişi ne yaparsa onu yaptım. Tarık bin Ziyâd'ı okumuştum. Gemilerini yaktırıp savaşa girişmişti. Ben de "başarısızlık" gibi bir şıkkı yakmalıydım. Arkama bakmadan ilerlemeliydim. Öyle de oldu. Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünü bitirince matematik öğretmeni olarak 1977'de Diyarbakır Ergani'ye tayin oldum. Terör ve anarşinin verdiği tedirginliğe bir de imkânsızlıklar eklenince 3 ay dayanabildim. Tayinimi istedim. Ordu Kabadüz Ortaokulunda bir yılımı doldurmuştum ki askere alındım. Vatani görevimi yedek subay olarak Cizre'de tamamladım. Her gittiğim yerde cehaletle karşılaştım. Şu hadis-i şeriften çok etkilendim: "Cehalet bulunan yerden din gider." O halde ilim öğrenmeli ve öğretmeliydik. Gece gündüz ilmimi arttırmaya ve öğrendiklerimi aktarmaya gayret gösterdim. Ama gücümün yetmediğini beş dakikada anlıyordum. Bu birkaç dakikalık konuşmalarla insanlara yön veremeyeceğimi yavaş yavaş anlıyordum. Benim bu işi tek başıma yapamayacağımı Burdur Ticaret Lisesindeki 1.5 yıl görevimden sonra tayin olduğum Zonguldak Kilimli İlçesi Gelikayiçi köyünde görev yaparken tanıştığım; "yol gösterici yıldızım" meslektaşım Yusuf Bey kulağıma fısıldayacaktı. Elime bir kitap tutuşturdu ilkin... Peygamberler Tarihi isimli bir eser. Çalıştığı gazetenin hediye ettiğini söylüyordu. Aslında o da benim gibi matematik öğretmeniydi. Fakat elindeki Türkiye gazetesi sanki esas görevi o imiş gibi her yöne ulaştırmaya çalışıyordu. Öyle ki istifasını vermiş geriye dönebilme kapısını açık bırakıp kendini cehaletle savaşa adamıştı. O kadar candan ve samimiydi ki, kısa süre sonra ben de ona katıldım. Çok şey öğrendim ondan, Ehl-i sünnetle ilgili... Örnek insanlarla ilgili... Şimdi o Zonguldak'ta ben Karabük'teyim. Türkiye gazetesini ve güzel eserlerini dağa taşa yaymak için var gücümüzle çalışıyorduk. Evet, gece gündüz mefhumu artık aradan kalkmıştı. 0'dan 500'e ulaşan abone sayısı, bunların dağıtımı, abone tahsilâtı gün içinde o kadar vakit alıyordu ki akşam eve geldiğimde namaz kılıp herhangi bir kitabı okumaya başladığımda yığılıp kalıyordum bedenen... Artık evliydim de... Hanım uyumuş kalmış olan benim üstümü örtüyor, beni kolluyor, yardımcı oluyordu. Allah razı olsun. Yine böyle bir geceydi... Hiç unutamayacağım, rüya mı gerçek mi hâlâ çözemediğim bir gece... Devamı yarın > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00