O utandığımdan sanıyor

A -
A +

Şöhret olmak "beladır, afettir" denilse de, herkesin kanını kaynatan, içini gıcıklayan bir duygu o. Onu elde eden nice şöhretin aslında nelerini elden çıkardığı ayrı bir konu. Oraya ulaşanların, hangi yollardan geçtiğini, oraya kavuşana kadar nelerden ayrıldığını anlatmaya kalksak sayfalar da yetmez, anlatmakla da bitmez. "Şöhret" diyerek gözü kapalı yola çıkmak isteyenler, onun bedelini bilseler yola çıkmaktan kesin vazgeçerler. Öyle olmasına öyledir ama ne şöhretler tükenir, ne de yola çıkanlar. Bu da böyle bir devrandır sürüp gider. Bugün sizinle, şöhret arzusunu ve duygusunu bir gecelik de olsa yaşayan bir okuyucumuzun ibretlik ve çok hoş hatırasını paylaşacağız. "Bir gazetenin, gece sorumluluğunu yaptığım yıllardı. Kendi halimizde çalışıp gidiyorduk. Bir ara, TRT'de yayınlanmakta olan bir dizinin, bir sahnesi, gazete yazı işlerinde geçiyormuş. Çekimde etkin bir görevde olanlardan biri de benim arkadaşımdı. "Bu çekimi sizin gazetede yapabilir miyiz?" dedi. Ben de ister istemez amirlerime durumu sordum. İzin alındı ve "Çekimi yapabilirsiniz" dedim. Gerçekten ertesi akşam mıydı, o akşam mıydı tam hatırlamıyorum ama, adamlar geldi. Işıklar, kemaralar, kablolar, bir sürü insan... Sonra ekranlarda gördüğümüz anlı şanlı artistler falan... Doğrusu o gece bizim için çok renkli geçecekti. O esnada, film çekimindeki arkadaş, "İstersen sana da bir rol verelim" demesin mi? "Canım ne gereği var" falan dedim ama bir tuhaf oldum. Hemen bana yapacaklarımı söylediler. İşte çalışanlardan birisi rol gereği bana dosya getirecek. Ben de dosyayı inceliyormuş gibi yapacağım. Sonra "Hayır beğenmedim. Bu ne biçim dosya" falan diyeceğim. Rolümün hepsi bu. Karşımda gerçekten profesyonel artistler var. Arkadaş, bana jest olsun diye oraya o rolü sıkıştırmıştı. Gerçekten de iyi bir çekim oldu. Bir seferde çekimi başardık. O gece içim kıpır kıpır... Kendi kendime, "Şaka maka biz de şöhret olacağız ha" diyorum. Ne demek, televizyonda çıkacağım... Uzatmayayım, bir gün benim de minicik rol aldığım o bölüm televizyonda yayınlandı. Ben nasıl keyifleniyorum ama... Diyorum ki kendi kendime: "Tamam artık, sokağa çıktığımda herkes beni tanıyacak. Ona göre hazırlıklı olmalıyım... Selam verenlere şöyle davranayım. Tebrik edenlere böyle..." Ertesi gün kendimce en şık elbisemi giyinip evden çıktım. Otobüsle Kadıköy vapuruna ulaştım. Yolda beni dikiz edenler olup olmadığına bakıyorum. Pek kimsenin birşey dediği yok. Ama, illa ki tanıyanlar olmuştur(!) Derken işte yüreğimdeki kıpırtılara karşılık almaya başlıyorum... Kalbim küt küt atıyor... Hissediyorum. Vapura adımımı atarken, gencecik iki kız beni gösteriyor ve gülümsüyorlar... Olamaz böyle bir şey... İşte beni ekrandan görüp tanıyanlar belli oluyor... Sevinçten uçacağım... Bir iki adım daha atıyorum. Bir adamla göz göze geliyorum. Adam şöyle bana bakıyor ve tanımış olmalı ki, gülümseyerek geçiyor yanımdan... Artık meşhur olduğum kesin... İnsanlar beni görüyor ve hayranım olarak tebessüm ediyorlar... Vapurun merdivenlerinden üst kata çıkıyorum. Sağ tarafa dönüp, ikişer kişilik koltukların bulunduğu yöne hareket ediyorum. Bakıyorum koltuklardan birinde çocukluktan beri arkadaşım olan ve aynı gazeteye birlikte gittiğimiz arkadaşım var. Onu görünce bir tuhaf oluyorum. Hem içime sığmayan duygularımı onunla paylaşacağım, hem belki o da beni tebrik edecek... Hatta nasıl olup da dizide rol aldığımı falan soracak. Yanına yaklaşıyorum. Göz göze geliyoruz. Beni görünce, şöyle bir bakıp dudaklarını ısırıyor ve yanına oturur oturmaz kulağıma eğilip, fısıltı halinde ikazını yapıyor: -Hey, pantalonunun fermuarını açık bırakmışsın, gömleğin dışarı çıkmış. Bir anda şok oluyorum. Gözlerim pantolona çevrilirken, şöhret bulutlarına kanat açan gönlüm, zalim avcının okuyla can evinden vurulmuşçasına yere düşüp paramparça oluyor... İçimdeki duygularımı arkadaşıma anlatmıyorum ama, yüzümün kıpkırmızı oluşunu, o, fermuarımın açık kaldığını öğrenince utandığımdan sanıyor..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.