O yiğitle görüştüm

A -
A +

“Giderken yaşadığı mutluluk, hapisten kurtulup eve dönerken yaşadığından fazlaydı”

 

 

 

Çocuk, kadın, genç, yaşlı, hasta demeden üzerlerine bomba yağdıran, işkenceler yapan İsrail’i izlemekle yetiniyoruz. “Ne yapabiliriz ki?” söyleminin arkasında sığınıp nefsimizi susturup olan bitenleri izlemekle kalıyoruz. İsrail mallarına boykot yapmayı bile beceremiyoruz. Marketlerde satılan ürünler üç kuruş ucuz olunca boykotu falan unutuveriyoruz.

 

Goethe’nin bir sözü var: Dünya hassas kalpler için bir cehennem gibidir. Bazı hassas kalpler, ise bu zulmü durdurmak için tek başına da olsa yola çıkabiliyor.

 

Kimden mi bahsediyorum? Saruhanlı Engin’den. Aslında, gitmeden 6 ay önce kafaya koymuştu bunu. Ailesine açtı konuyu. Annesi, babası kimse izin vermedi. Ama içine bir ateş düşmüştü. Şair Erdem Beyazıt şiirinde “İçimde kaynayan bir mahşer var” diyor ya. Engin’in içinde de bir mahşer kaynamaya başlamıştı.

 

Takvim yaprakları 11 Ekim 2023’ü gösterdiği gün, evden ayrıldı. Engin Arslan. Ailesi engel olmak istedi olamadı. Giderken de helallik istedi. Ailenin içine bir kurt düşmüştü.

 

Onu kimisi yadırgadı, kimisi deli dedi, kimisi kahraman ilan etti.

 

Yola çıktı Engin. Otostop ile Suriye sınır kapısına kadar dayandı. Sonra yakalanıp Şam’da bulunan Adra cezaevine atıldı. 13 aydan fazla bu hapishanede kaldı. Türlü işkencelere şahit oldu. Gittikten 5 ay sonra çıkmış olduğu mahkemede beraat etti. Ama çıkamadı hapishaneden. 13 ay sonra muhaliflerin cezaevini basarak tüm mahkûmları çıkarması sonucu özgürlüğüne kavuşarak memleketine, Manisa’nın Saruhanlı ilçesindeki baba ocağına kavuştu.

 

Manisa’mızın bir insanı Engin. Belki de örneği olmayan bir davranış sergiledi. Amacına ulaşamasa da tek başına pervasız bir şekilde, Müslüman kardeşlerinin yanında olmak istedi.

 

Engin’in Suriye’de yaşadıklarını dinlerken, gözündeki cesareti ve ümidi gördüm ben. Giderken yaşadığı mutluluğun, hapisten kurtulup eve dönerken yaşadığı mutluluktan fazla olduğunu dile getirdi. Herkes farklı düşünse de Engin benim gözümde bir kahraman oldu. Karıncanın, Nemrut’un ateşini söndürmek için su taşıması misali, tek başına Gazze’de zulüm gören Müslüman kardeşleri için kendi rahatından hatta kendi hayatından vazgeçebilmişti.

 

İsmail Aybey-Manisa

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.