Öğretmen dediğin nedir ki!..

A -
A +

Telefonun öteki ucunda hıçkırarak ağlıyordu. Üç çocuk sahibi koskoca adamdı: -Bana hâlâ öfkeli misin hoca? Kayınbirader Kenan'ın sesiydi. Öğretmen olduğum için öğrencilerim gibi bana "hoca" diyorlardı. Şaşırmadım desem yalan olur: -Ne öfkesi Kenan? Ne hakkı... Hayırdır ne oldu? -Şu an ben neredeyim biliyor musun? -Neredesin? -İstanbul'da, hava limanındayım. Mardin'de olması gerekirken nasıl olur da İstanbul'da olurdu? "Ağlama bir dakika..." diye teselli ederek sordum: -Hayırdır nereye gidiyorsun? -Hani senin yıllar önce bizim evde konuştuğun söz vardı ya... O gün ağzından çıkan memlekete gidiyorum... Hıçkırığı feryada dönüştü. Pişmanlık feryadına: -Gitmiyorum hoca... Kader beni uçuruyor... Avustralya'ya... Tüylerim diken diken oldu. "Yapma be!" dedim ellerimi birbirine vurarak... Çoluk çocuk hepsi geride kalmış: -Yuvam dağıldı enişte, diyordu ağlamaktan kısılan sesiyle. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Gözlerimin önünden geçti koskoca yirmi yıl... Tam yirmi sene önce yaşamıştım kayınbiraderin sözünü ettiği o gergin ortamı... Bilmem nasıl anlatsam... Hayat ne çok bilinmezli bir denklem... Dile kolay yirmi sene... Yeni öğretmenim. Tayinim Mardin'e çıkmış. Çiçeği burnunda bir delikanlıyım... Nereden bileceğim alın yazımda evliliğimin de Mardin'den olacağını!.. Ben ki Eskişehir'denim... Allah nasip etti Mardin'den bir aileye damat oldum. Ne benim ailem fark etti aramızdaki bu kader bağını, ne eşimin ailesi... Kendi ailem beni kaderimle baş başa bırakırken, eşimin ailesi meğer beni sanki ömür boyu Mardin'de kalacağım düşüncesiyle damat edinmişti. Ama ben bir öğretmendim. Öğretmen demek rotasyona uygun devlet memuru demek... Görev süremi tamamladıktan sonra tayinim Burdur'a çıktı. "Öğretmen dediğin nedir ki?" diyordu üniversitede hocam: "Bürokratın elinin kiridir!.." Tabii ya, verirsin öğretmeni istediğin bölgeye, oradaki çocukları aydınlatır... Bir makinedir ya öğretmen... İnsan değildir... Onun hiç arzusu isteği, inisiyatifi olmaz... Bunu ben kendime anlatabiliyordum ama kayınvalidemlere de anlatabilecek miydim? -Gidemezsin sen, diyorlardı... Tayinin çıkmasına bakma... Burada kalmaya çalışacaksın. -Nasıl olacak bu? -Gerekirse biz de Ankara'dan bir yolunu araştıracağız... Gerekirse bahane uyduracağız... Yalan malan, bir yolunu bulup Mardin'de kalacaksın -Peki diyelim ki böyle olamayacak. O vakit ne olacak? -Bu evliliği bitiririz... Buraya nasıl tek geldi isen öyle tek gidersin! -İki çocuğuma rağmen öyle mi? -Evet, hiç gözümüzü kırpmadan bitiririz... (Devamı yarın) > Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.