“Öğretmen olduğumda kılacağım”

A -
A +

Yıl 1965... Ben 11 yaşlarındaydım. Annem Kur'an-ı kerim hocası olarak bütün köyün kız çocuklarını evimizde okutmaktaydı. Her sene hatim yapma töreni düzenlenen evimizde, nedense annem bize Kur'an-ı kerim okumayı öğretemedi. Evimizde beş kardeş olmamıza rağmen sadece annemle babam namaz kılardı. Biz namaz surelerini bile bilmezdik.

 

1966 yılında, babamdan habersiz girdiğim, yatılı öğretmen okulu imtinalarını kazandım. Babamın “okutamam fakiriz” itirazlarına rağmen, dayılarımın katkılarıyla Van’daki öğretmen okuluna altı yıl yatılı olarak devam ettim.

 

Bu süre içinde oruçlarımı hep tuttum. Fakat namaz kılmıyordum. Sadece ezberlediğim “Ayetelkürsi” duasını sınavlara girmeden önce okurdum. Annem son sınıfta iken, “artık namazını kıl” demesine rağmen “öğretmen olduğumda kılacağım” derdim.

 

Neticede, 1972 Haziran ayında, okuldan birincilikle mezun oldum. Akabinde tayinim Afyon iline çıktı. Dokuz öğretmenli bir kasaba okuluna atanmıştım. Görevime başladıktan sonra, anneme söz verdiğim için namaza başlayacaktım. Bir Türkçe namaz kitabı alarak, namaz dualarını ezberlemeye başladım. Kirada kaldığım küçük odamda okuldan geldikten sonra, namaz surelerini sırayla ezberlemeye çalışmaktaydım.

 

Bir akşam kapım çalındı. Namaz kitabını saklamış olarak kapıyı açtım. Karşımda Selahattin adındaki öğretmeni gördüm. Kucağında kocaman iki kitapla, “selamünaleyküm, misafir kabul eder misiniz?” diye tebessüm etti.

 

“Elbette, buyurun” diyerek içeriye aldım. Kitapları portatif ahşap masama bırakarak oturdu. Ben de ister istemez, belli etmemeye çalışarak kitapların ne olduğuna göz atmaya başladım.

 

Selahattin öğretmen evli, birkaç yıldır o kasabada çalışan tecrübeli bir öğretmendi. Okulda kendisiyle ve diğer öğretmenlerle tanışmıştık zaten. Fakat siyasi eğilimini bilmiyordum daha.

 

“Kusura bakma haber veremedim, umarım rahatsız etmedim. Yenisiniz, canınız sıkılır diye ziyaret edeyim dedim” diye söze başladı.

 

“Estağfirullah hocam, rahatsız olunur mu? Hoş sefa geldiniz” dedim.

 

Sonra da oradan buradan öylesine konuşmaya başladık. Laf dolaşıp İslamiyet’e geldi. Zaten Selahattin hocanın da maksadı buymuş. Din hakkında olumlu mesajlar duyunca, benim de tedirginliğim gitti. Çünkü namaz kılma niyetimi her ihtimale karşı gizlemiştim. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.