“Bugün bunun ne demek olduğunu okumak isteyip de okuyamayanlara sormak lazım.”
İstanbul Eminönü’nden yıllar sonra yaşadığım bir bahtiyarlığı paylaşıyorum... Ben, Darende’nin Balaban bucağında bitirdim ilkokulu. Lakin beldemizde ortaokul ve lise yoktu. Başka yerde öğrenim yapmaya da imkânımız yoktu. Babam;
“Bari bir sanat öğrensin” diye marangoza verdi beni. Sanat öğrenmeye başladım ama gönlüm okumaktan yanaydı. Darende’de öğretmen olan eniştem bir gün beni götürdü ve ortaokula kaydettirdi. Çok sevindim. Çünkü bu benim için okumaya bir başlangıçtı. Nitekim daha sonra Ankara’da ağabeyimin yanında ortaokulu ve liseyi bitirme şansını yakaladım.
Ailemden uzaktaydım ama okumaya kavuşmuştum. Bugün bunun ne demek olduğunu okumak isteyip de okuyamayanlara sormak lazım. Üniversite sınavlarına girmiştim. Ama hangi üniversiteye kayıt yaptıracağımı düşünmekten çok, “hangi ilde iş bulabilir, dolayısıyla hem okur hem çalışır olabilirim” diye hesap ediyordum. Bu düşünceyle Adana’da bulunan Dr. Abdullah Ertem’in yanına uğradım. Çok ilgi gösterdi. Dedi ki:
-İleride sana iş buluruz. Ama acilen bir işe başlaman gerekiyorsa, benim yanımdaki temizlikçi kadın ayrıldı. Sen onun yerine çalışabilirsin.
Hem de yatacak yer gösterdi. Artık, burada devam mecburiyeti olmayan Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine kaydoldum. Çevrem genişledi. Kütüphane memuru oldum. Akademiyi başarılı bir şekilde bitirdim. Değişik mesleklerde bulundum. Çok sıkıntı çekerek de olsa artık huzura ermiştim. Balaban bucağında çok kıymetli, oldukça da büyük bir arsamız vardı. Bir gün Belediye Başkanı burasının ilköğretim okulu yapılacağını söyledi. Benden izin alacak ve araziyi satın alacaklardı belki. Ama biz, inanın bize ikramiye çıkmışçasına sevindik. Çünkü okumanın ne olduğunu biliyorduk. Hemen dedik ki:
-Çok iyi olur. Biz bu arsayı Yaşarlar Ailesi olarak size bağışlıyoruz. Arsayı okula bağışladık. Burada şimdi ilköğretim okulu bulunmaktadır. Duvarında ise “Bu arsa Yaşarlar Kabilesi tarafından hibe edilmiştir” yazısı yer almaktadır.
Balaban'a her gittiğimde bu esere bakar, okulsuzluktan çektiğim sıkıntıları anar, “Allah’ım bu bağışı bizlere nasip etti” diye sevinir bahtiyar olurum...