"Ölseydi başımıza bela olacaktı"

A -
A +

Tek eşeği ve küçük arabası ile yakın köylere gidip yün çorap eskilerini toplayan... Sonra bunları söktürüp ip olarak değerlendiren... Yaptığı bu çalışmayla da yarı aç yarı tok, kıt kanaat geçinmeye çalışan sadık bir kulun hikâyesi bu...
Bu kul, o gün de gene çorap eskilerini almak için yollara düşmüş fakat yoğun kar yağışı sebebiyle gidemeyeceğini anlayınca çaresiz eve dönmek zorunda kalmıştır.
Hanımın dırdırından çekinir vaziyette, köye doğru düşünceli halde ilerlerken yolun kenarında, karların arasında yatmakta olan birini görünce irkilir.
Hemen iner eşeğinden. Devamını kendi ağzından dinleyelim:
-Hemen çocuğu aldığım gibi derme çatma kızağın içindeki yün çoraplarla örttüm. Evdekilere bir şey demeden ve vakit geçirmeden getirip damda birikmiş olan taze sıcak hayvan gübresine boğazına kadar gömdüm. Nefesi biraz kuvvetlenmeye başlamıştı.
"Ya Rabbi hikmetinden sual olunmaz" dedim. Başladım Yasin-i Şerif okumaya... "Donmak üzereyken benim karşıma çıkardın..."
Eli elimde nefesini dinliyor dua üstüne dua okuyordum. Yalvarıyordum Allaha. Tam iki saat uğraştım.
Bu arada hanım da olanları duymuş, tanımadığım birine yardım ettiğim için içten içe bana kızıyordu.
-Ya ölseydi başımıza belayı almıştık, diyordu.
Kimseye aldırmadan saatlerce uğraştım. Bir süre sonra kendine geldi bizim ufaklık. Yıkanıp temizlenince bizim oğlanın elbiselerini de giydirip muhtarla birlikte yakın köydeki anasına babasına teslim ettim çocuğu.
Hanımdan korkuma açıktan veremesem de kitaplarının arasına okusun diye bir Mızraklı İlmihal sıkıştırıverdim.
Aradan çok uzun yıllar geçti...
Gözlerim katarakt olmuştu göremiyordum artık. Bir miktar borç para alarak oğlumla İzmir'e gittik. Çok yüksek paralar istediklerinden ameliyat olamamıştım.
Dönmeye karar verdiğimiz sırada oğlum bir ahbabımızı gördü. Yolda ayaküstü biraz hasbihalden sonra; "Şurada bir doktor var. Çok iyi biri, bir de ona gidin" diye tavsiye etti. Bunun üzerine oğlum "Peki gelmişken bir de oraya girelim baba" dedi.
Artık ben onun dediklerini yapacak durumdaydım. "Tamam çocuğum, gidelim" dedim.
Nihayetinde verilen adresteki doktorun muayenehanesinden içeri girdik. Sekreterin tok sesi yankılandı kulaklarımda:
-Randevuyu iki ay sonraya verebiliyoruz. Kabul ederseniz ücretinizi peşin ödüyorsunuz. (Devamı yarın)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.