Kış henüz yeni başlamıştı kasım ayının sonlarıydı yerlerde dört parmak kadar kar vardı, hayvanlar meralardan çekilmiş içeride beslenmeye başlamıştı. Ahali kışlık tedarikini tamamlamış artık kapanma zamanıydı. Yıl 1972, yaklaşık beş ay kadar bir zamanda kimse köyünden çıkıp başka yerlere gitme imkânı bulamazdı. O yıllarda metrelerce kar yağardı. Elektrik ve diğer medeni imkânlardan tamamen yoksun bir zamandı. Köyümüze en yakın ilçemiz Malazgirt 50 kilometre, en yakın büyük şehir Erzurum o da yaklaşık 200 km...
Komşumuz ve akrabamız olan Ömer Amca bu soğuk kasımın son günlerinde bir gün atına bindi Erzurum tarafına gitti. Bir gün sonra kar yağmaya başladı. Tipi fırtına tam bir hafta devam etti. Ömer Amca geri gelmedi. Herkes Ömer Amca'nın başına bir iş gelmiş olabilir endişesiyle yollarını bekleyip duruyordu. Ee 1972 yılı bölgede telefon ve başka iletişim aracı da yok. Herkes mecburen beklemek zorunda, başka çare de yoktu. Ömer Amca'nın yetişkin oğlu Abdurrahman bize geldi. Babama “dayı atınızı bana verin ben babamı aramaya çıkacağım. Kesin babamın başına bir iş gelmiştir, endişe duyuyoruz” diye ricada bulundu.
Babam da;
“Oğlum baban kış şartlarına karşı tecrübeli bir adamdır. Ona hiçbir şey olmamıştır, merak etme. Bugün de bekle, eğer baban gelmese yarın yola çıkarsın” dedi.
Ömer Amca o gün akşamüstü köye döndü. Akşam, herkes Ömer Amca'nın evine doluştu. Babam; “Yahu Ömer Enişte, böyle sesiz sedasız nerelere gittin? Bir haftayı geçti sen geri gelmeyince çoluk çocuk merakta kaldılar, nerdeyse seni aramaya çıkacaklardı?” dedi.
Ömer Amca:
“Ejder Efendi ben Erzurum Karayazı’nın bir köyüne gittim. Orada ahbaplar vardı beni bırakmadılar, bir haftadan beri de havalar hem çok soğuk hem de tipi vardı, ondan dolayı gelmedim. Hem de hayırlı bir iş yaptım, bizim oğlan Abdurrahman’a bir kız istedim, nişan yüzüğünü taktım geldim” dedi.
Abdurrahman bu konuşmaları dinler dinlemez elindeki çay tepsisini düşürdü. Utangaç biraz da sinirli bir hâlde odayı terk edip dışarıya çıktı. O ara evin genç kızı Esra tepsiyi eline alıp çayları doldurup oturanlara dağıtmaya başladı.
Ömer Amca “bizim bu kızı, Esra’yı da yeni dünür olduğumuz adamın oğluna verdim, yani anlayacağınız berdel yaptım” dedi. DEVAMI YARIN